“Global AR&GE tecrübemizle geliştirdiğimiz üst düzey performans sunan ürünlerimiz ve sistemlerimiz ile sektörde farklı bir noktada konumlanıyoruz. Her türlü kullanım alanına uygun sistem performanslarına ve performans çözümlerine sahibiz. Aile kültürünü koruyarak global bir deve dönüşmüş olmak ve güçlü finansal yapımız, hem dünya pazarında hem de yer aldığımız yerel pazarlarda bizi farklı ve rakipsiz kılıyor.”
ALİ TÜRKER / Knauf Türkiye Genel Müdürü
Knauf’un global arenadaki ve Türkiye’deki tarihçesini ve organizasyon yapısını genel hatlarıyla çizebilir misiniz? Hedefler doğrultusunda Knauf, bir önceki seneye göre 2018 yılını nasıl tamamladı?
1932 yılında Almanya’da bir aile şirketi olarak kurulup bugün yapı sektöründe küresel bir dev olan Knauf’un dünya çapında 90 ülkede 220 fabrikası bulunmaktadır. Yeni yatırımları ile 10 milyar euro üzerinde cirosu olan şirketimiz, 5 kıtada 27 bin 500 çalışanı ile yapı sektörünün en büyük oyuncularından biridir. Knauf’un Türkiye’deki hikâyesine bir yolculuk yapacak olursak; 1989 yılında Biltepe AŞ adıyla Türkiye’nin ilk kartonlu alçı plaka fabrikası olan Ankara Fabrikası’nda üretime başlamıştır. 1997 yılının ikinci yarısında dünya devi Knauf ile birleşerek “Tepe Knauf” adını alan şirketimiz, 2000 yılından itibaren ise yüzde 100 Knauf olarak yatırımlarına devam etmiştir. Yine aynı yıl, yeni kartonlu alçı plaka fabrikasını İzmit’te hizmete alan şirketimiz, 2009 yılında Avrupa’nın en büyük tesislerinden biri olan üçüncü fabrikası ile Ankara Ahiboz’da üretime başlamıştır. Türkiye’de Ankara, İzmit ve Eskişehir’de olmak üzere 4 üretim tesisi ve 350’den fazla çalışanımız vardır. Şirketimiz; köklü geçmişimiz, markamızın verdiği güven, teknolojik bilgi birikimimiz, global AR-GE gücümüz, kalitesi global standartlar ve Avrupa standartlarına göre tescillenmiş 1200’ü aşkın ürün çeşitliliğimiz, sistem çözümlerimiz ve teknik donanımımız ile sektörün duayenidir. Ayrıca, Türkiye’de Alçıpan® markası ile kartonlu alçı plakayı üreten ilk şirketiz. Sonrasında AR&GE gücümüz ve globaldeki tecrübemiz ile standart alçı plakaya ne denli performans katılabileceğini sektöre sunmuş olmanın ve sektöre değer katmanın gururunu yaşıyoruz. Knauf Grubu olarak 2018 yılını hedeflediğimiz gibi dünya çapında bir büyüme ile tamamladık. 2018 yılında USG’nin global ve Armstrong’un Avrupa ve Asya Pasifik ticari faaliyetlerini satın alması ile Knauf’un 80 yıldan daha uzun süreye dayanan geçmişindeki en büyük satın alımını gerçekleştiriyoruz. Bu yeni yatırımların her ikisi de global pazardaki konumumuzu ciddi anlamda güçlendirecektir. Bu gelişmeler Knauf’un, mineral yünü tavan sektöründe Avrupa ve Asya Pasifik pazarlarında ve alçı bazlı inşaat malzemeleri alanında da Kuzey Amerika pazarındaki gücünü arttıracaktır. Bu her iki büyük adım için finansal kaynaklar son yıllardaki başarılı sonuçlarımız sayesinde büyük ölçüde kendi sermayemizden karşılanacaktır. Şirketimiz bundan sonra da hız kesmeden büyümeye devam edecektir.
HER TÜRLÜ PROJE İÇİN KATMA DEĞERLİ
SİSTEM, ÜRÜN VE HİZMETE SAHİBİZ
Bu noktada Knauf’un alışılagelmiş inşaat tekniklerini geride bırakan faaliyet alanları ve en yaygın tercih edilen ürün ve ürün grupları hangileridir? Bu ürün ve çözümler ne tür avantajlar sağlıyor?
Açıkçası Knauf ailesine katılmadan önce de Knauf’un ürün gamı ve ürün çeşitliliği hakkında bilgim vardı. Ama bu çeşitliliğin ve bu çeşitlilikteki katma değerli ürün sayısının bu derece fazla olması, beni de ayrıca heyecanlandıran bir konu. Bu sebeple bu soruyu, “ürün gamımızın neredeyse tamamı gelenekselin dışında, ezber bozan, premium ürün ve sistemlerden oluşuyor” diye yanıtlamak isterim. Genel hatları ile faaliyet alanımızı inşaat sektöründe yeni yapılan yapılar ve renovasyon pazarı olarak tanımlamak isterim. Bu pazarlarda dış duvar sistemleri, iç bölme duvar sistemleri, tavan ve zemin sistemleri, otomatik sıva ve harç makine sistemleri ile faaliyet gösteriyor; yangın yalıtımı, su yalıtımı, ses yalıtımı, ısı yalıtımı, iç mekan akustiği, sismik tasarım, yüzey kalitesi ve tasarımı, sürdürülebilir bina çözümleri gibi pek çok katma değerli faydayı pazara sunuyor, değer katıyoruz. Dış cephede ısı yalıtımı performansı sunduğumuz Knauf Mantolama Sistemi, Mantolama Sistemi altında kullanılan Guardex® Sistemi, dış cephede direkt sıva altı uygulayabileceğimiz yüzde 100 suya dayanıklı Aquapanel® Sistemleri dış duvar sistemlerimizde ön plana çıkanlardan bazıları… Uygulandığı mekana bir plakadan beklenecek her türlü performansı ve fonksiyonelliği üst düzeyde sunan Alçıpan® sistemleri ve aynı şekilde yüksek yangın performansı sunan Avrupa Teknik Onaylı (ETA) Jetgips® Fire gibi alçıda katma değerli performans sunan alçı sistemleri; akustik performansının yanında mekana estetik katan Heradesign® sistemleri, iç bölme duvar sistemlerimizden yalnızca birkaçı… Tavan sistemlerimizle ilgili aklıma ilk gelenler, mekana, estetik ve akustik dokunuşlar katan ve sahip oldukları USP’ler ile eşsiz bir konumlandırmaya sahip olan Cleaneo® ve Heradesign® tavan plakalarımızdır. Zemin sistemlerimizde ise, globalde geniş bir tecrübeye sahibiz ve bu tecrübeyi hem Tribon® gibi üst performans sunan yer şaplarımız hem de Brio® gibi yüksek performanslı zemin plakalarımız ile Türkiye pazarına aktarıyoruz. PFT, otomatik sıva ve harç makine sistemleri sektöründe 30 yıldır Türkiye pazarında bulunan, standartları koyan ve bugün yerel üreticiler tarafından teknolojisi taklit edilmeye çalışılsa da başarılamayan en değerli markalarımızdan biri.
Sektörün deneyimli
isimlerinden biri olarak Knauf ile yolcuğunuza devam ediyorsunuz. Bu süreci ve
kendinizi biraz anlatabilir misiniz?
1972 yılında İzmir’de doğdum. Bornova Anadolu Lisesi, ardından da İstanbul
Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden mezun oldum. Sonrasında, Bilgi
Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı (MBA) programını tamamladım. 24 yıldır
inşaat sektöründe üst düzey yöneticilik pozisyonları da dahil olmak üzere pek
çok stratejik görevde bulundum. Ayrıca, kariyerim boyunca EIIF (European
Industrial Insulation Foundation), Eurima (European Insulation Manufacturers
Association), İzoder Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği, Bitüder
Bitümlü Su Yalıtımcıları Derneği ve XPSder gibi derneklerde yurtiçi ve yurtdışı
birçok projede aktif rol aldım. Knauf ailesine katılmadan önce, ODE Yalıtım’da
son 4.5 yıl genel müdür olarak görev yaptım. Aslında Knauf ile ilgili yıllar
öncesine dayanan ilginç bir anım var; 20 yıl önce Almanya Iphofen’daki
merkezimize yalıtım plakaları ile ilgili eğitim almaya gitmiş ve açıkçası çok
etkilenmiştim. Yıllar sonra dünya devi Knauf’a genel müdür olarak atanmak bana
gurur ve mutluluk veriyor.
Knauf Türkiye, ağırlıklı olarak hangi sektörlere hizmet veriyor? Referanslarınızdan öne çıkan projeler arasında hangileri var?
Her türlü kullanım alanına uygun sistem performanslarına ve performans çözümlerine sahibiz. Bunlardan ağırlıklı olanları; konut, hastane, otel, AVM, eğitim binaları, ofis projeleri… Ülkemize ve sektöre değer katan her türlü projede katma değerli sistem, ürün ve hizmetlerimiz ile yer alıyor; tecrübelerimizi proje ile paylaşıyoruz. Oldukça geniş ve seçkin bir referans listemiz var. Ulaşım alanında İstanbul Yeni Havalimanı, hastane alanında Şehir Hastaneleri, karma proje olarak Torun Center, Quasar, Zorlu Center, ofis projeleri olarak Allianz İzmir, Garanti GYO Operasyon Binası, konut ve AVM projesi olarak Çiftçi Towers ilk aklıma gelenler…
GLOBAL AR&GE TECRÜBEMİZLE
SEKTÖRDE FARKLI BİR NOKTADAYIZ
Knauf’u, sektöründe farklı kılan ve rekabette öne çıkaran detaylar nelerdir?
Aile kültürünü koruyarak global bir deve dönüşmüş olmak ve güçlü finansal yapımız, hem dünya pazarında hem de yer aldığımız yerel pazarlarda bizi farklı ve rakipsiz kılan özelliklerimiz. Knauf’un bu güçlü duruşunu destekleyen en önemli faktörlerden bir diğeri de, yaptığı yenilikler ve AR&GE sonucunda geliştirdiği yeni katma değerli ürün ve sistemler ile sektörde öncü olma misyonudur. Tüm bu çalışmalarımız küresel AR&GE uzmanlığı ile yerel ihtiyaçları karşılamaya odaklanarak ortaya çıkan ve çıkabilecek ihtiyaçlara göre şekillenmektedir. Global AR&GE tecrübemizle geliştirdiğimiz üst düzey performans sunan ürünlerimiz ve sistemlerimiz ile sektörde farklı bir noktada konumlanıyoruz. Alçı ve alçı plakadaki geniş ve rakipsiz ürün gamımız ile dünyadaki en büyük üreticiyiz. Bu büyüklüğü şu şekilde ifade edebiliriz; dünya çapında en prestijli projelere bugüne kadar 1.000.000.000 metrekarenin üzerinde alçı plaka satışı gerçekleştirdik. Ayrıca, donanımlı, konusunda uzman bir ekipten oluşan teknik danışmanlık birimimiz, sistem ve performanslara ilişkin mimari ve mühendislik çözüm önerileri ile ilgili tüm teknik içerikli soruları, en doğru ve en objektif şekilde yanıtlamakta ve projeleri yönlendirmektedir. Knauf Proje birimi, deneyimi ile birlikte mimari çözümler ve mühendislik çözümleri taleplerine doğrudan, yerinde ve hızlı bir şekilde cevap vermektedir. Knauf Servis birimimiz, uygulama boyunca şantiyelerde müşterilerimize destek olup, talep üzerine de yerinde incelemelerde bulunarak en doğru uygulama biçimini desteklemektedir. Kısaca bizi ayrıştıran bir diğer önemli özelliğimiz, uzun yıllara dayanan tecrübemizi ve bilgi birikimimizi -sektörü daha ileriye taşıma misyonu ile- pek çok platformda paylaşmamız, yani eğitime verdiğimiz değerdir. Burada kendimden de bir örnek vermek isterim; ilk 8 haftamın 5 haftasını yoğun bir eğitim programı ile geçirdim.
DOĞRU ÜRÜN VE SİSTEMLERİN UYGULANMASI
İÇİN SEKTÖRE IŞIK TUTMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Bu noktada şunu sormak istiyoruz; Türkiye’deki inşaat projelerinde, doğru kuru yapı sistemlerinin tercihi ve kullanımı alanındaki bilinç düzeyini artırmak amacıyla neler yapıyorsunuz?
Knauf için önemli konulardan biri de projelerde doğru ürün ve sistemlerin, doğru şekilde uygulanmasıdır. Bu sebeple sektördeki eğitimli çalışan sayısını artırmak ve doğru uygulamayı geliştirip, pekiştirmek Knauf’un kendine edindiği misyonlardandır. Bu kapsamda, özellikle uygulamacılara yönelik, İstanbul, Ankara, İzmir ve Giresun olmak üzere dört ilde hizmet veren eğitim merkezlerimiz var. Milli Eğitim Bakanlığı ile imzalanmış olan “Kuru Yapı, Isı Yalıtım ve Dış Cephe Kaplama Sistemleri Eğitimleri Programlarında İş Gücü Geliştirme ve Yetiştirme Kursları düzenlenmesine dair İş Birliği” protokolü ile de Türkiye genelinde MEB onaylı sertifikalar veriyoruz. Ayrıca Mesleki Yeterlilik Kurumunca denetlenen Mesleki Yeterlilik Belgeleri eğitimini de uygulamacılara sağlayarak, sektöre alanında uzman ve mesleki yeterliliğini almış ustalar kazandırmayı amaçlıyoruz. Daha önce de belirttiğim gibi Knauf Servis birimimiz tarafından şantiyelerde verilen eğitimler de doğru uygulama alışkanlığını ve sektörel bilinci artırmaya yöneliktir. Ayrıca, çoğunlukla geleceğin tasarımcıları olacak olan mimarlık ve mühendislik öğrencileri için hem eğitim merkezlerimizde hem de üniversiteler bünyesinde verilen uygulamalı ve teorik eğitimler ile mesleki hayata atılmadan önce doğru ürünün, sistem bilgisinin ve doğru uygulamanın önemini göstermeyi amaçlıyoruz. Bunlardan farklı olarak, tasarımcılara ve mimarlara yönelik platformumuz Passion for Architecture kapsamında düzenlediğimiz ve yer aldığımız mimari etkinlikler ile ürün, sistem ve performanslarımızı tasarımcılara ve mimarlara aktarma ve onlarla bir araya gelme fırsatı elde ediyoruz. Bu aksiyonlarımız ilerleyen dönemlerde de devam edecek ve projelerde doğru ürün ve sistemlerin uygulanması için sektöre ışık tutmaya devam edeceğiz.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK UZUN VADEDE
BAŞARININ ÖN ŞARTIDIR
Sürdürülebilirlik ve çevresel etki, bugün birçok sektörün öncelik verdiği konular arasında… Üretimden uygulamaya tüm süreçler göz önünde bulundurulduğunda, bu iki konu Knauf’un faaliyetlerini nasıl şekillendiriyor?
İçinde yaşadığımız dünyanın her zaman sürdürülebilir bir halde olmadığı gerçeği, sürdürülebilirliğe daha da büyük önem vermemiz gerektiğini vurgulamaktadır. Zira sürdürülebilirliğin sağlanamaması, genellikle yetersiz sorumluluk duygusunun bir sonucudur. Biz, geleceğimizin sorumluluğunu üstlenmekteyiz. Sürdürülebilirlik, Knauf için uzun vadede başarının ön şartıdır. Kişisel ve kurumsal anlamda sorumluluk duygusu olmadan, inovasyon olmadan, değerlerimiz ve etik ticari uygulamalarımız olmadan, karşılıklı saygı ve başarıları takdir etme yaklaşımı olmadan, başarılı olabilmemiz mümkün değildir. İşte bu nedenle sürdürülebilirlik alanında da sorumluluk üstleniyoruz. Knauf gibi şirketlerin, yasal çerçevenin gereklerini yerine getirmek için iyi işleyen bir çevre yönetimi yapısına ihtiyaçları vardır. Bu da alçı taşı ocaklarımızın tekrar doğal haline getirilmesinden, kullanılan katkı maddelerine ve emisyon rakamlarımıza kadar birçok konuyu kapsar. Bunlar olmadan başarıya ulaşmak mümkün değildir. Ancak, sadece üstünüze düşen yükümlülükleri yerine getirmek, geleceğin getireceği ihtiyaçları karşılamada güçlü bir konumda olmanızı sağlamaya yetmeyebilir. Bu bağlamda geleceği tasarlayan sürdürülebilir ürünlerin ve sistemlerin yanında, çalışanlarımız bu sorumluluk ve motivasyona sahip. Tüm bunları sağladıktan sonra işimizi sürdürülebilir temeller üzerinde yürütüyoruz. Bu kapsamda LEED V4 esaslarına göre binalarda enerji tüketimi, çevresel etkisi düşük çevreci ürün ve kaynak kullanımı, çevresel etkisi düşük hammadde tedariği ile yapılmış ürün kullanımı, iç ortam çevre kalitesi, üretim sonrası oluşan atıkların geri dönüşümünün sağlanması konularında alçı ve alçı plaka ürünlerimizin sunmuş olduğu olumlu katkılar ile 2013 yılından beri Knauf Türkiye olarak yeşil bina sertifikası alacak 100’e yakın projeye destek verdik ve vermeye de devam edeceğiz. Bu vesile ile bizim için önemli olan bir gelişmeyi de sizlerle paylaşmak isterim; Knauf fabrikalarımızda, doğal kaynak kullanımının azaltılması, toprağa, suya, havaya verilen zararların minimum düzeye indirilmesini amaçlayan çalışmaları ile çevresel performansının kontrol edilmesi ve geliştirilmesi oluşumunu yani sürecini tanımlayan ve uluslararası bir standart olan ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Standardını almaya hak kazandık.
Bayi ağı ayağında
Knauf nasıl bir yapılanma gösteriyor? Türkiye’de kaç noktada varsınız?
Türkiye’nin dört bir yanına yayılmış 220’yi aşkın bayimiz ile güçlü bir dağıtım
kanalına sahibiz. Her biri kendi alanlarında önemli bir birikim ve uzmanlığa
sahip bayilerimiz, tüm talepleri en kısa sürede karşılayabilecek kapasitededir.
Knauf Türkiye kaç
kişilik bir ekip ile hizmet sunuyor? İş değerleriniz nelerdir?
Bünyemizde 350’yi aşkın yetkin ve uzman çalışanımız bulunuyor. Bizim için
en önemli konu global olarak benimsediğimiz ve “Knauf Value” adını verdiğimiz 4
değerimize her bir çalışanımızın sahip olması ve bu değerlerin onların tutum ve
davranışlarına yansımasıdır. Bu değerlerimiz; “Menschlichkeit” (İnsaniyet);
kendimizi, müşterilerimizi ve faaliyetlerimizin bir parçası olan herkesi
ailemizin bir parçası olarak görüyoruz. Birbirimizle ilişkilerimizde adalet,
doğruluk ve saygıyı ön plana koyuyoruz. Tüm çalışanlarımız ile toplum için bir
rol model olmayı amaçlıyor ve hedeflerimizi gerçekleştirirken çevremize saygılı
davranıyoruz. “Partnership” (Ortaklık); birbirimize güveniyor ve bu güvene
dayanarak hareket ediyoruz. Biz ekip olarak mümkün olan her durumda birbirimize
destek veriyoruz. “Commitment” (Bağlılık); tüm çalışanlarımız işlerinin
sorumluluğunu üstleniyor ve kararlarının etkilerini dikkate alıyor. Hepimizin
en kaliteli çözüm ve ürünleri sunma kararlılığımız tamdır. Hepimizin başarısı
için sürekli gelişmeyi misyon ediniyor ve bilgilerimizi paylaşıyoruz.
“Entrepreneurship” (Girişimcilik); pragmatik bir yaklaşımla hareket ediyor ve
sonuç odaklı bir perspektifle karşımıza çıkan fırsatlardan yararlanıyoruz.
Böylece, Knauf bir aile işletmesi olarak başladığı süreçte, global ölçekte
faaliyet gösteren ve yine aynı ailenin sahibi olduğu bir şirketler grubu haline
gelebilmiştir.
TÜRKİYE’DE HIZLA BÜYÜMEYİ VE GELECEĞİ
İNŞA ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ
Knauf’un yeni dönem planları ve yatırım hedefleri arasında neler var?
Köklü geçmişimiz ve tecrübemiz, markamızın verdiği güven, teknolojik bilgi birikimimiz, kalitesi global ve Avrupa standartlarına göre tescillenmiş inovatif ürün çeşitliliğimiz, sistem çözümlerimiz ve üst düzey hizmet kalitemiz ile hiç şüphesiz ki Türkiye’de hızla büyümeyi ve geleceği inşa etmeyi sürdüreceğiz.