Özbekistan’ın ‘Kamu Binaları İçin Temiz Enerji’ programını üstlenen NKY’den Türk firmalara davet

İNŞAAT DÜNYASI DERGİSİ Mayıs-Haziran 2024 sayısında “Özel Dosya” bölümünde “Sürdürülebilirliği Odağına Alan Markalar ve Sürdürülebilir Üretim” konusunu masaya yatırdı. NKY’nin Türkiye ve dünyada sürdürülebilir mimari alanında referans projelere imza attığını belirten NKY Architects & Engineers Genel Koordinatörü Ömer Ünlü, “Bu projeler sayesinde Özbekistan Enerji Bakanlığı ile yeni bir sözleşme imzaladık ve şu anda Dünya Bankası kredili ‘Kamu Binaları İçin Temiz Enerji’ programını Özbekistan devleti adına biz dizayn ediyoruz. Proje ile ilgilenen enerji, müşavir ya da yapımcı firmaları bekliyoruz” dedi.
NKY sürdürülebilir ve enerji verimli binalar tasarlarken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyor? NKY’nin Romanya’da tasarımını üstlendiği devlet hastanesini örnek vererek, görüşlerinizi dile getirir misiniz?
Sürdürülebilir ve enerji verimli bina tasarımında en bilinen amaç çevresel etkiyi azaltmak, ya da daha güncel bir terim ile binanın “ekolojik ayak izini” minimuma indirmek. Ancak yapının verimliliğini artırmak ve kullanıcıların konfor ile güvenliğini iyileştirmek de bu bağlamda önemli hedeflerden biri olarak konulmalı.
Tabi enerji verimli bina tasarımı birçok uzmanlığı bir araya getiren uzun soluklu bir süreç ancak çok temel birkaç ölçüt arasında malzeme kullanımını başlara yazabilirim. Burada en çabuk akla gelen, binanın enerji tüketimini azaltan teknolojiler ve yüksek performanslı yapı malzemeleri kullanımı olacaktır. Buna örnek olarak artırılmış yalıtım, enerji verimli camlar ve LED aydınlatma gibi bilinen uygulamalar sıralanabilir. Bunlar binanın ısıtma-soğutma ve enerji yönetim sistemleri ile bütünleşmiş çalışarak arzulanan hedeflere ulaşılmasını sağlarlar.

BİNANIN TÜM YAŞAM DÖNGÜSÜ GÖZ ÖNÜNE ALINARAK PLANLAMA YAPILMALI
Buna ilave olarak su ve atık yönetimi konularını yine en öne yazmak gerekiyor. Su kullanımını azaltmak için yağmur suyu toplama, gri su sistemleri ya da artık çokça bilinen verimli armatürler mutlaka düşünülmeli. Atık azaltma konusunda ise binanın tüm yaşam döngüsü göz önüne alınarak planlama yapılmalı, bina bileşenlerinin bölünebilir ya da yeniden kullanılabilir şekilde tasarlanması üzerine fikir yürütülmeli.
Bildiğiniz üzere tüm bu süreçler sonucunda uluslararası sertifikasyonlar ile binanın performansı tespit edilebiliyor. Örneğin tasarladığımız Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim Araştırma Hastanesi sadece LEED sertifikası almakla kalmadı; aynı zamanda %21 daha az su tüketimi, %26 daha az enerji kullanılan yapı malzemeleri ve %32 genel enerji tasarrufu ile Dünya Bankası’nın EDGE (Excellence in Design for Greater Efficiencies) uygulamasının da pilot örneklerinden biri oldu.

NKY, ROMANYA’DAKİ HASTANEYİ nZEB – YAKLAŞIK SIFIR EMİSYONLU BİNA HEDEFİ İLE TASARLADI
Bu bağlamda NKY’nin Romanya’da tamamlamak üzere olduğu Craiova Bölgesel Acil Durum Hastanesi çok daha yenilikçi bir yaklaşım ile nZEB – yaklaşık Sıfır Emisyonlu Bina hedefi ile tasarlandı. Avrupa Komisyonu tarafından büyük yeni sosyal altyapı yatırımlarında zorunlu hale getirilen bu uygulama ile hastane gibi yüksek enerji performansı olan yapıların enerji taleplerinin bir kısmının yenilenebilir kaynaklardan temin edilmesi gerekiyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR KAYNAKLARDAN TEMİN EDİLEN MALZEME SEÇİMİ TASARIMCILARI ZORLUYOR
Sürdürülebilir mimaride karşılaştığınız en büyük zorluklar nedir? Söz konusu zorlukları aşmak için hangi stratejileri uyguluyorsunuz?
Aslında sürdürülebilir tasarım alanı çok gelişti ve yaygınlaştı. Dolayısıyla tasarımda yaşanan zorluklar da ciddi oranda azalıyor. Ancak sürdürülebilirlik için önemli olduğunu düşündüğüm geri dönüştürülebilir ya da sürdürülebilir kaynaklardan temin edilen malzeme seçimi konusu tasarımcıları zorlamaya devam ediyor.
Burada nakliye etkisini azaltmak için yerel malzemelerin kullanılmasını teşvik etmek, iç hava kalitesini bozmamak için VOC denen uçucu organik bileşenleri az olan ürünlere öncelik verilmesini sağlamak her zaman kolay olmayabiliyor.
“PASİF TASARIM” TEKNİKLERİ HALEN ÇOK BİLİNMİYOR
Bir diğer zorlayıcı alan ise “pasif tasarım” tekniklerinin halen çok bilinmiyor, dikkate alınmıyor ya da uygulanamıyor olması. Aslında bu süreç binanın konumu ve yönelimi ile başlıyor.
Doğal havalandırmayı maksimuma çıkarmak, aydınlatma ve ısıtma/soğutmada daha fazla verimlilik sağlamak bazen gözden kaçırılabiliyor. Burada pencerelerin stratejik konumlandırılmaları, termal kütlenin hesaplanması ve doğal gölgelendirme tekniklerinin araştırılması gerekmekte.

ÖZEL SEKTÖRDEKİ YENİLİKÇİ TEKNOLOJİLER VE YÖNTEMLER, KAMU PROJELERİNE ENTEGRE EDİLEBİLMELİ
Türkiye’de kamu ve özel sektör sürdürülebilir mimaride iş birliği yaparken hangi konulara dikkat etmeli? NKY’nin bu konudaki görüşlerini bizimle paylaşır mısınız?
Ülkemizdeki sera gazı salınımlarının üçte birinin kaynağı yapı endüstrisi. Hal böyle olunca bizim gibi inşaat sektöründeki özel firmaların kamu sektörü ile yoğun işbirliği içinde olması, Türkiye’deki sürdürülebilir mimari alanına yön verilmesi açısından çok önemli.
Burada bütüncül bir yaklaşım ile öncelikle kamu ve özel sektör, sürdürülebilir kentsel gelişimi destekleyecek şekilde uzun vadeli planlamalar yapmalı. Dijital ikiz teknolojisi ya da akıllı şehirler konsepti ile kentlerin enerji, su ve diğer doğal kaynaklarının etkin bir şekilde kullanımı sağlanabilir. Tabi burada “Bilgi ve Teknoloji Transferi” önem arz ediyor – özel sektördeki yenilikçi teknolojiler ve yöntemler, kamu projelerine entegre edilebilmeli.
NKY olarak bizler bu alandaki deneyimimizi tüm kamu kurumları ile paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu arada kamunun sürdürülebilir yapı projeleri için özel sektöre vergi indirimleri, sübvansiyonlar veya düşük faizli krediler gibi finansal teşvikleri var; ancak maalesef bilinirliği az ve bürokratik süreçleri fazla. Burada da iyileştirmelerin yapılması gerektiğini düşünüyorum.
İSTANBUL’DA İKİ ADLİYE SARAYININ ENERJİ VERİMLİ DÖNÜŞÜM PROJELERİNİ TAMAMLADIK
NKY sürdürülebilirlik stratejisini nasıl geliştirmeyi planlıyor? Bu çerçevede NKY’nin globaldeki proje ve çalışmalarından bahseder misiniz?
NKY’nin Avrupa Birliği sınırları içerisindeki ilk projesi yukarıda detaylandırdığım Craiova Hastanesi oldu ve bu sebeple “nZEB” konusuna doğrudan giriş yapmış olduk. Bu vesile ile bence “yenilenebilir enerji” kaynaklarını tasarım işlerimizde direkt kullanma konusunda ciddi bir gelişme meydana geldi.
Bununla birlikte ülkemizde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde bir süredir devam eden KABEV/KADEV projeleri var – NKY olarak bu kapsamda İstanbul’daki iki adliye sarayının enerji verimli dönüşüm projelerini tamamladık ve halen Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi için aynısını yapıyoruz.
Bu projeler sayesinde Özbekistan Enerji Bakanlığı ile yeni bir sözleşme imzaladık ve şu anda Dünya Bankası kredili “Kamu Binaları için Temiz Enerji” programını Özbekistan Devleti adına biz dizayn ediyoruz. Bu vesile ile lansmanı 23 Nisan’da gerçekleşen bu proje ile ilgilenen enerji, müşavir ya da yapımcı firmalarımızın bizlerle iletişime geçmelerini beklediğimizi de ifade etmek isterim…

NKY DÜNYA GENELİNDE FİRMALARIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKLERİNİ ÖLÇEN ECOVADIS PLATFORMU ÜYESİ
Tabi tüm bunlar performans ölçümü ve değerlendirmesi yapmamızı gerektiriyor. Dünya genelinde firmaların sürdürülebilirliklerini ölçen Ecovadis platformuna üyeyiz. İki yıllık bağımsız denetimler ile sürdürülebilirlik puanlarımızı ileri taşımaya çalışıyoruz. Dünyada artık birçok işveren bu puanlar ile satın alma yapıyor.
Sürdürülebilirlik kültürünü iş gücünüzde nasıl teşvik ediyorsunuz?
NKY olarak firmamızın tüm operasyonlarının çevreye etkisi olduğunu anlamakla başlıyor sürdürülebilirlik kültürümüz. Bu bağlamda çevresel performansımızı sürekli olarak iyileştirmeye ve yürürlükteki yönetmelik ya da standartlara uyumu teyit etmeye gayret ediyoruz.
Bir “Kurumsal Çevre Politikası” dokümanımız var, iş geliştirme süreçlerimizde bu dokümana hep referans veriyoruz. ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi sertifikalıyız, tüm yenileme dönemlerinde geniş bir ekip olarak süreçlere dâhil oluyor ve bir önceki dönemden “öğrenilmiş dersler” kaydetmeye çalışıyoruz. Tabi ki sürdürülebilirliği kurumsallaştırma ve tabana yayma konusunda hala yapacak çok işimiz var – bunun bilincinde olmanın da faydalı olduğu kanaatindeyim…
Hem ülkemizde hem de tüm dünyada kaynaklar gerçekten gün geçtikçe azalıyor. Mimar ve tasarımcı olarak burada vicdani bir sorumluluğumuz var. NKY olarak bunun bilinciyle daha sürdürülebilir bir gelecek inşa edebilmek adına elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Bu önemli dosyayı gündeme taşıdığınız için sizlere teşekkür ediyorum…