2007 yılı sonlarında, bir depo binası için az rastlanır şekilde, davetli mimari proje yarışması yoluyla proje elde edilmesi yolunu seçecek kadar bilinçli ve şirket imajını ön plana alan bir yatırımcı grupla tanışmamız sonucu, yine bir depo yapısında az görülebilecek bir kütlenin inşaatı aşamasına kadar gelinmiştir.
MİMARİ AÇIKLAMA RAPORU
Depolanacak malzemenin büyük hacimli ve çok fazla çeşit / detay içeren özellikler taşıması sebebi ile, depo giriş ve çıkışlarının son derece işlevsel ve titiz tasarlanması sorunlarının yanı sıra, arsanın topografik yapısı ve ilginç imar durumu verileri, kütlenin şekillenmesinde esas rolü oynayan etkenler olmuşlardır. Yapının tasarlanmasında ön plana çıkan sayısal veriler şöyle sıralanabilir:
• Raflama sistemine uygun olarak, taşıyıcı sistem aks ölçüleri,
• Mal giriş ve çıkışı için organize edilecek bölgelerin büyüklüğü,
• Arazi kotlarına bağlı olarak, bina giriş çıkışlarının organizasyonu,
• İmar izni çerçevesinde, depo hacminin oluşturulması.
Yapı izni verecek Dudullu Organize Sanayi Bölgesi (DOSB) yönetiminin, köşe parsel şeklindeki arsanın 2 kenarını oluşturan yollardan ayrı ayrı kot vermesi, yapı kütlesinde bir kademe oluşmasını kaçınılmaz kılmıştır. Bu tarz bir yaklaşımın sebebi, bölge içinde yapı kütlelerinin aşırı yükselmesinin engellenmesi olduğundan, daha fazla hacim kazanabilecekken, minimum gereksinimler yerine getirilirken, yapının çatı formu, parabolik bir eğriyle oluşturulmuş, bu şekilde bina hem cephe formu olarak kendine özgü bir karakter kazanmış hem de gereksiz yere iri bir kütlenin ortaya çıkması engellenmiştir.
Depolanması öngörülen malzemenin, yanıcı özelliklere sahip olması ve uygar bir düzeye sahip her binanın sahip olmasını düşündüğümüz ve önemsediğimiz yangın konusu, binanın çekirdekler sisteminin de esas verilerini oluşturmuştur. Aynı sebeple, en gelişmiş yangın müdahale sistemleri (Sprinkler) aydınlatma ve havalandırma sistemleri ile kombine edilerek çözülmüş, yer ve enerji kaybının engellenmesi için, havalandırma kanalları düşey plenyumlarla çözülerek, kanal mesafeleri minimize edilmiştir. Bu şekilde, havalandırma sistemi, cephelerde oluşturulan özel elemanlarla desteklenmiş ve mimariye teknolojik boyut olabildiğince yansıtılmıştır.
Yapının her noktasına, her türlü depolama aygıt ve taşıtının girebilmesi için, her türlü fiziki şart sağlanmıştır. Yüksek depolama şartları gereği, zemin kaplamalarının yöntem ve biçimi uzun süren araştırma ve çalışmalar sonucu kararlaştırılmıştır.
Yaya trafiği özenle planlanmış, çalışan ve misafir giriş çıkışları, maksimum güvenlik önlemleri çerçevesinde tasarlanmıştır. Çalışanların her türlü konforu düşünülmüş, bu konuda bina sahibi, son derece yapıcı bir yaklaşımla tasarıma destek vermiştir.
İnsanların uzun süreli eylemlerine ait alanlar, istisnasız doğal ışıkla aydınlatılmış ve yapının, depodan çok özel bir çalışma mekanı olarak algılanması için gereken her tür detaya yer verilmiştir.
Binanın kabuğu, çatı formunun disiplinsiz olması nedeniyle, çok önemli bir tasarın problemi olarak karşımıza çıkmıştır. Eğrisel çizgilerin, disipline edilmeleri, ancak taşıyıcı sistemin de belli bir disiplin altına alınmasıyla mümkün olabilmiş, bu açıdan çatı bitişleri özel detaylarla çözülürken, taşıyıcı system elemanları tek tek modellenerek tasarlanmıştır.
Taşıyıcı sistem tasarımında, yapı statiği müellifi gurubun son derece yapıcı çalışması ve mimari gruba vermiş olduğu destek, yapının kimliğinde önemli rol oynayan bir etkendir. Bu bağlamda, ekonomik ve işlevsel taşıyıcı system çözümlerine ulaşılabilmiş, bina tüm özellikleriyle sahibi bulunan gurubun imajını destekleyen bir kimliğe bürünmüştür.
Cephe kaplaması olarak, çevrenin tozundan en az etkilenebilecek, dekoratif beton briket kullanılmıştır. Bu şekilde brut beton ve metal elemanların birlikteliği ve tezatlığından oluşan bir cephe anlayışı ortaya konulmuştur.