Farklı karakterde birçok yapıyı içerisinde barındıran bir proje Akasya Acıbadem… Bu yapıların tasarım aşamasında da ekibe dahil oluyor musunuz? Hangi evrede çalışmalarınız başlıyor?
Projedeki yapıların taşıyıcı sistemleri hakkında bilgi verir misiniz?
Akasya projesindeki yapılar, taşıyıcı sistem olarak betonarme ağırlıklı olup, az da olsa çelik elemanların kullanıldığı bir yapı kompleksi. Projede üçü betonarme kule olmak üzere toplam 34 blok bulunuyor. Tercih edilen yapı malzemesi hazır beton olarak imalatı yapılan C35, C40 ve C50 sınıfında betonlardır. Betonarme çeliği olarak S420 sınıfı malzeme; yapı çeliği olarak ise St37 ve St52 kullanıldı. Yapılar deprem yönetmeliğine uygun olarak, depreme dayanıklı tasarım kriterleri göz önünde bulundurularak tasarlandı. Tasarım aşamasında çeşitli yabancı yönetmelik ve kaynaklardan da yararlanıldı.
Proje çözümlemeleri sırasında yaşanan bir güçlük oldu mu? Nasıl çözümlendi?
Proje çözümlemeleri sırasında, mühendislik ve proje hizmeti veren ofislerin karşılaştığı en büyük güçlük, proje hazırlık ve üretim süreçlerinin kısıtlı olmasıdır. İkinci büyük güçlük ise projelendirme aşamasında ortaya çıkan tasarım değişiklikleridir. Bunların yanı sıra alışveriş merkezi girişindeki yapı; bu projeye özgü mimari tasarımı kaynaklı bazı statik zorluklar yaşattı ancak bu yapıda çelik ve kompozit çelik taşıyıcılar tercih edilerek zorluklar çözüldü.
Deprem yönetmeliği hakkındaki düşünceleriniz neler?
Şu an geçerli olan deprem yönetmeliği; kazanılan tecrübeler, yeni yapılan deneysel ve teorik çalışmalar doğrultusunda 2007 yılında güncellenmiş hali. Bu yönetmeliğe göre tasarlanan yapılar, depreme dayanıklı yapılar olarak ifade ediliyor. Tasarımı yapılan yapıda orta şiddetli depremlerde onarılabilir hasar düzeyi, şiddetli depremlerde ise can güvenliğinin sağlanması hedefleniyor. Bu amaçla; taşıyıcı elemanlar, 1. ve 2. deprem bölgelerinde, sünek davranış gösterecek şekilde tasarlanıp detaylandırılıyor. Bu yönetmeliğin ilerisinde, daha karmaşık fakat daha gerçekçi değerlendirmelerin yapılması yönünde dünyada ve ülkemizde çeşitli çalışmalar var.
Bu çalışmalar, mühendislik bilgi birikimdeki ve bilgisayar imkanlarındaki gelişmelerle hız kazandı. Özellikle yüksek yapıların tasarımında büyük öneme sahip bu yeni yöntemler, yapıların deprem sırasındaki performansının incelenmesini esas alıyor. Böylece yapının yapılacağı yerin sismik özellikleri, zemin koşulları ve yapının genel özellikleri düşünülerek yapının tasarımını yapmak ve sismik performansı değerlendirmek mümkün oluyor.
Bu projedeki yüksek yapıların tasarımında doğrusal olmayan (nonlinear) analizler yapılarak, bu yapıların deprem etkisi altındaki performans düzeyleri belirlendi. Türk Deprem Yönetmeliği´nin yetersiz kaldığı yerlerde, Eurocode 2, UBC, ACI318, ASCE41 gibi Avrupa ve Amerikan yönetmeliklerinden faydalanıldı.