İnşaat Dünyası Dergisi “Sürdürülebilir Şirketler” özel dosyasında NKY Architects&Engineers CEO’su Birhan Emre Yazıcı’yı ağırladı. İnşaat Dünyası’na şirketinin sürdürülebilirlik stratejisiyle ilgili özel açıklama yapan Birhan Emre Yazıcı, “2018 yılında yürürlüğe koyduğumuz kurumsal sürdürülebilirlik ve çevre politikası metnimiz doğrultusunda ilk adımımız, tüm iş ve işlemlerimizin çevreye etkisini kabul etmek oldu. Küresel ölçekte iş yapan bir firma olarak ulusal mevzuatın yanı sıra uluslararası standartlara da uygun faaliyet göstermeyi taahhüt ediyoruz” dedi.
Sürdürülebilir bir geleceğin inşasında, sürdürülebilir bir iş dünyasının tesis edilmesi, firmaların bu alandaki faaliyetlerini artırmaları ve dünya ile eşzamanlı bu süreçleri yönetebilmesi daha da önemli hale geldi. Buradan hareketle NKY’nin sürdürülebilirlik politikasının detaylarını paylaşır mısınız?
Çoğu yaklaşıma göre “sürdürülebilir” tanımı “çevre dostu” ile eş anlamlı kabul ediliyor. Buna bağlı olarak tasarım ve yapı inşa sürecinde, karbon ayak izlerinin minimize edilmesi konusuyla bağlantılı çalışmalar, ön plana çıkıyor şeklinde tanımlayabilirim. Ancak kanımca durum bu çerçeveden bakıldığında her şey hallolacak gibi değil. Güncel gözlemler, bu özelleşmiş tanımın ötesine geçen daha vahim bir görüntü sergiliyor.

Küresel olarak Keeling Eğrisi diye bilinen verilere baktığımızda, atmosferdeki karbondioksit seviyelerinin tipik olarak hızla tırmanmaya devam ettiğini görüyoruz. Atmosferdeki CO2 konsantrasyonları, sanayi öncesi 280 ppm seviyelerinden bugün yaklaşık 416 ppm seviyelerine yükselmiştir. Konsantrasyonların 2060’lı yıllarda 560 ppm seviyesine ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu eğilimin tersine çevrilmesi gerekiyor. IPCC tarafından yapılan projeksiyonlarda, küresel ısınmayı 1,5 °C’de durdurmak için küresel CO2 emisyonlarını azaltacak eylemler olmazsa, küresel ısınmanın önüne geçilemeyecek. İnsanlık için çok büyük bir tehlike kendini göstermiş bulunuyor. Bu öngörünün güncel olarak ülkemizde de hissedilmeye başlandığını düşünüyorum. Küresel ısınmanın getireceği senaryo hiçbir ülke için iyi olmayacak. Bu durumun önüne geçmek bireysel çabalarla karşılanacak bir durum değildir. Kesinlikle küresel politik kararların yanında, küresel uygulamalı adımların atılması gerekiyor. Aksi durumda; büyük kuraklıklar, seller, yangınlar, gıdaya ve suya erişimin zorlaşması, habitat alanlarının azalması, yeni hastalıklar, salgınlar ve buna bağlı büyük kitlesel göçler, insanlığı bekleyen büyük tehlikelerdir.

NKY olarak 2018 yılında kendi Kurumsal Sürdürülebilirlik ve Çevre Politikası metnimizi yürürlüğe koyduk. Bu doğrultuda ilk adımımız, yaptığımız tüm iş ve işlemlerin çevreye etkisini kabul etmek oldu. Bunun yanında küresel ölçekte iş yapan bir firma olarak ulusal mevzuatın yanı sıra uluslararası standartlara da uygun faaliyet göstermeyi taahhüt etmiş bulunuyoruz. Bu bağlamda yaptığımız tüm tasarımlarda sürdürebilirlik ölçütü tasarım parametrelerimiz arasında yer alıyor. Bu, bizim kurumsal gönüllü yaklaşımımız. NKY olarak “sürdürülebilirlik” politikalarını, doğal kaynakların ve çevrenin yenilikçi bir bakışla şimdiyi değil, geçmişten geleni, şimdiyi ve geleceği birlikte geliştirme biçimini belirtmek ve tasarlamak şeklinde anlıyoruz.
Çevresel etkiyi minimuma çekmek, şirketlerin kurumsal kimlik algıları açısından ayrıca önemli. Sürdürülebilir çevre politikanız kapsamında bugüne dek hayata geçirdiğiniz çalışmaları öğrenebilir miyiz?
Kurumsal politikamız doğrultusunda ilk adımlarımızdan biri, ekiplerimizi çevre politikalarımız doğrultusunda gereken bilgi ve beceriler ile donatmak oldu. Bu amaçla özellikle yönetici ekibimize kurumsal sürdürülebilirlik konusunda yılda iki zorunlu seminer koyduk. Pandemi sonrası bu eğitimi tüm takım arkadaşlarımıza yayacağız. Ofis ortamında geri dönüştürülebilir atıklara dikkat ediyoruz. Bunun yanında son iki yıldır projelerimizde kullandığımız malzeme ve bileşenlerin en az dörtte birinin EPD ya da GRI formatında sürdürülebilirlik raporlu olmasını şart koştuk. İlerleyen yıllarda bu oranı aşamalı şekilde yukarı çekeceğiz. Güncel deneyimlerimiz arasında karbon salınımını minimize eden veya temiz enerji kullanımını öneren uluslararası başarıya ulaşmış ve ödül almış çalışmalarımız var. Örneğin Türkiye’nin LEED sertifikalı ilk üç kamu hastanesi NKY imzası taşıyor.

Uluslararası ödül alan iki çalışmamızı örnek verebilirim. Bunlar arasında İstanbul Kartal’daki Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi, Amerika’daki (ISBS 2919 Sustainability Award) “ISBS 2019 En iyi Sürdürülebilir Uygulamalar” yarışması sağlık kategorisinde, En İyi Sürdürülebilir Sağlık Yapısı Ödülü’nün sahibi oldu. Bunun yanında IFC tarafından verilen (Daha Verimli Tasarımda Mükemmellik) EDGE Sertifikası aldı. Ayrıca sürdürülebilir tasarımlarımız arasında yer alan Necmettin Erbakan Üniversitesi Kampüs Yerleşkesi, Kamusal Yapılar alanında (European Property Award 2016) Yarışması Highly Commended Ödülü’nü kazandı.
Sürdürülebilir bir iş modeliyle yol almanın firmanıza katkıları nelerdir?
Sürdürülebilirliği gözeterek yol almamızın maddi anlamda firmamızda şimdilik bir karşılığı yok, dahası maliyeti var. Esasında sürdürülebilir tasarımlarımızın bizden çok kullanıcılar açısından; mükemmel yaşam alanı, daha düşük enerji maliyetleri, artan verimlilik nedeniyle giderlerde azalma, geleneksel bir binaya kıyasla sürdürülebilir bir binanın daha uzun yaşam döngüsü gibi birçok faydası var. Belki bunun öneminin fark edilmesi ileride maddi katkılara dönüşebilir. Gezegenin çevre bilincine sahip sakinleri olarak burada işin başında kendimizi düşünemeyiz. Önemli olan gezegenin sağlığı ve yaşamın sürdürülebilir olması konusunda katkı sağlayabilmemizdir. Kızılderili reis Şef Seattle’nin beyaz adama söylediği veciz sözü hatırlayalım; “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.”

NKY’nin sürdürülebilirlik ve çevre politikalarına dair önümüzdeki dönemde ne tür atılımları olacak?
NKY şu an Gürcistan’da 10 okulun enerji verimli olarak yenilenmesi işinin danışmanlık ve tasarımlarını yürütüyor. Bu çerçeveyi çalıştığımız başka ülkelere doğru genişleteceğiz. Uluslararası finans kuruluşları bu konuya çok önem veriyor. Küresel sürdürülebilirlik hassasiyeti bize fırsatlar sunuyor. Bunun yanında Türkiye’de de gelecek günlerde kamu binalarında bu alan daha önemsenir hale gelecek. Çevrenin sürdürülebilirliği adına bu yolun tek başına yürünemeyeceğinin farkında olmalıyız. Bu doğrultuda, toplum olarak sektörde çevre bilinciyle hareket eden, tasarımcılar ve üreticiler ile daha fazla iletişim halinde olacağımızı umuyoruz. Kendi adımıza araştırmalarımıza devam ediyoruz. Elde ettiğimiz bilgiler, yenilik olarak tasarımlarımızda yer almaya devam edecek.