“Depreme karşı dayanıklılığıyla ön plana çıkan prefabrik modüler çelik yapılar, inşaat sektörü için birçok avantaj sunuyor. Modüler yapılar, deprem ve doğal felaketler sonrası aciliyet ve zaman faktörü de göz önünde bulundurulduğunda, insani yardımların kısa sürede karşılanmasına imkân tanıyor.”
40 yıllık tecrübesiyle yerel ve uluslararası kalite standartlarında üretim yapan, Avrupa’nın en büyük prefabrik çelik yapı üretim tesisine sahip DORÇE Prefabrik Yapı ve İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş., prefabrik modüler çelik yapılar konusunda; üretim, ihracat ve uluslararası müteahhitlik faaliyetleriyle fark yaratıyor.
Gelişen teknoloji ve malzemeler ile geleneksel inşaat yapım yöntemlerinin kabuk değiştirerek prefabrik çelik modüler inşaatlara evrildiğini belirten Dorçe Prefabrik Tasarım Direktörü Cenk Çetin, prefabrik modüler çelik yapıların, inşaat sektörü için birçok avantaj sunduğuna dikkat çekiyor. Çetin, Dorçe’nin her türlü ihtiyacı karşılamaya yönelik prefabrik modüler yapıları; mühendislik, tedarik, üretim, lojistik, montaj, altyapı ve üstyapı işleri, test ve devreye alma dâhil tüm aşamalarıyla tamamen kendi bünyesindeki mühendisler ile anahtar teslim olarak yurtiçinde ve yurtdışında, ağır iklim şartları altında hızlıca mobilize olarak tamamladığını belirtiyor.

Dorçe, dünya çapında; petrol, doğal gaz, enerji, maden, rafineri, inşaat ve savunma sanayi sektörleri, devlet makamları, uluslararası örgütler ve kâr amacı gütmeyen kurumlar için projeler gerçekleştiriyor. Türkiye’de prefabrik modüler yapılar denildiğinde akla ilk gelenin genelde tek veya çift katlı portatif (taşınabilen) kabinler, şantiyelerde işçi yaşam alanları olarak kullanılan tek tip konteynerler, deprem, kitlesel yer değiştirme hareketleri vb. doğal afetler ve acil durumlar sonrası kurulan ve o anki ihtiyaçları karşılamaya yönelik binalar veya panel sistemli özel mülk olarak tasarlanan villalar olduğunu ifade eden Çetin, dünya genelinde ise hızlı kentleşmenin yaşandığı gelişmekte olan ve İngiltere, Avustralya, Kanada, ABD gibi gelişmiş ülkelerde Modern İnşaat Yöntemleri (MMC- Modern Methods of Construction) kapsamında geliştirilen modüler yapı sistemlerine birçok sektörde rastlandığını aktarıyor. Prefabrik modüler yapılar, gelişen teknolojilerle birlikte çok katlı olarak, hastane, AVM, sosyal ve lüks konutlar, idari yapılar, oteller, yurtlar, okullar, klinikler vb. binaların inşasında kullanılıyor.
Prefabrik modüler çelik yapıların depreme karşı dayanıklılığına ve inşaat sektörüne sunduğu avantajlara değinen Cenk Çetin; “Prefabrik modüler çelik yapılar, farklı bölgelerin zemin yapısına uygun şekilde tasarlandığında deprem anında esnek ve hafif yapısıyla eğilir, deforme olur ancak yıkılması zordur. Depreme dirençli kent planlama ve deprem kültürü farkındalığı kapsamında konuyu ele alacak olursak; çeliğin deprem esnasında sağladığı esneklik sebebiyle gelişmiş ülkelerde zemin yapısına uygun olarak tasarlanan ve fabrikada kalite kontrolü yapılarak üretilen prefabrik modüler çelik yapılar ile yüksek katlı rezidanslar, konutlar, oteller vb. yapılmaktadır” diyor.

Çelik yapılarda, yapı ağırlığının betonarme yapılara göre yaklaşık %50 daha az olduğundan yapıya etkiyen deprem kuvvetinin aynı oranda azaldığını ifade eden Çetin, şunları söylüyor; “Süneklik, elastik davranışın üzerindeki şekil değiştirmelerde enerji yutma yeteneği sağlandığından bu özellik dinamik yükler altında önem kazanmaktadır. Tekrarlı yüklemeler altında betonarme yapının tek yönlü ve sınırlı olan enerji yutma yeteneği her tekrarda azalarak bozulur ve deformasyon oluşmadan kırılma gerçekleşir. Çelik yapıda ise elastik sınırlar aşıldığında, bir başka deyişle beklenenin üzerinde yükler yapıya etkidiğinde, çelik yapı elemanları yüksek şekil değiştirme kapasiteleri sayesinde öncelikle şekil değiştirir ve deforme olur. Şekil değiştirme esnasında oluşan enerji yutulur ve etkileyen yükler altında yapı ayakta kalır. Deprem riski yüksek coğrafyalarda müstakil konutlar çoğunlukla prefabrik modüler yapı sistemleri ile yapılıyor. Örneğin; Kaliforniya’da 560.000’i aşkın müstakil konut, depreme dayanıklı olarak prefabrik modüler yapı sistemleriyle tamamlanmıştır. 2020 yılında Elazığ’da yaşanan depremden sonra TOKİ (Toplu Konut İdaresi Başkanlığı), Dorçe’nin de üretim ve inşaatında yer aldığı köy evlerini bu sistemle yapmaktadır.”
Prefabrik modüler çelik yapıların inşaat sektörü için sunduğu avantajların detaylarına ilişkin de bilgi veren Cenk Çetin, şu maddeleri sıralıyor:

Daha Düşük Karbon Ayak İzi – Yüksek Dayanımlı Yapısal Çeliğin Kullanımı Karbon Ayak İzini Küçültür:
Prefabrik modüler çelik binalar, önceden tasarlanmış olması, inşaatın daha kısa sürede yapılması ve ekipman çalışma sürelerinin kısalması, kullanılan tüm malzemelerin dönüştürülebilir ve az atıklı olması gibi nedenlerle düşük karbon ayak izine sahiptir.
Nihai Yeşil Malzeme Çelik ve Geri Dönüşüm:
Bir binanın “yeşil” kabul edilebilmesinin iki yolu vardır. İlki, malzemelerin işletme maliyetlerine yardımcı olma şekli, ikincisi ise kullanılan malzemelerin çevresel etkiyi nasıl azalttığıdır. Çelik, kullanım sonunda defalarca geri dönüştürülebilen ve gücünü kaybetmeyen yegâne yapı malzemelerinden biridir.
Çevre Dostu Olması ve Trafiğe Etkisi:
Prefabrik modüler çelik binaların sürdürebilirliğine katkı sağlayan bir diğer unsur ise, prefabrik modüler inşaat sürecinin çoğunluğunun saha dışında (off-site) / ön-üretimli olarak gerçekleştirilmesidir. Projenin çevreye ve sahaya olan olumsuz etkileri önemli ölçüde minimize edilmektedir. Böylece, sahada ihtiyaç duyulan araç ve ağır ekipman sayısı ve kullanımı azalırken daha az çevre kirliliği ve iş güvenliğinin artması gibi kazanımlar da ortaya çıkar.

Daha Kısa İnşaat Süresi:
Prefabrik modüler çelik yapıların en önemli avantajlarından biri de inşaatın geleneksel yöntemlere göre daha kısa sürede tamamlanabilmesidir.
Emniyet ve Güvenlik:
Prefabrik modüler yapılar, iş ve işçi güvenliği açısından değerlendirildiğinde de önemli avantajlar sağlar. Kapalı üretim tesislerinde gerçekleştirilen üretime bağlı olarak iş kazası riski önemli ölçüde azalır.
İklim Koşulları:
Güncel teknolojiler ve yeni malzemelerle prefabrik modüler çelik yapılar, her türlü mevsim koşuluna uygun olarak üretilebilmektedir. Yapılarda kullanılan iç yalıtım malzemeleri, projenin gerçekleştirildiği coğrafyanın iklim koşullarına uygun olarak seçilir. Örneğin, Dorçe’nin tasarlayıp ürettiği prefabrik modüler çelik yapılar, Sibirya’daki -50 derecelerden Afrika’daki +50 derecelere kadar dayanıklı ve sürdürülebilir yapılardır.

Taşınabilir ve Sökülüp Yeniden Kurulabilir Yapılar:
Prefabrik modüler çelik yapılar, fabrika ortamında üretilerek sahaya sevk edilir. Montajı tamamlandıktan ve gerektiği süre boyunca kullanıldıktan sonra farklı lokasyonlarda tekrar kullanılmak için sökülüp taşınabilen ve tekrar kullanılabilen yapı sistemleridir.
Tak & Çalıştır (Plug & Play):
Bir binanın üretiminden nihai montajına kadar tamamen fabrika ortamında tamamlanmasına, sıhhi ve elektrik tesisatları gibi son bağlantı hatlarının hazır şekilde bir veya birkaç ‘modül’ olarak herhangi bir bölgeye gönderilmesine olanak tanıyan yapı sistemidir. Her modül inşa edilmiş ve önceden tamamlanmış, iç ve dış kaplama elemanları, duvar panelleri, çatı, döşeme, banyolar, mutfak ekipmanları ve aydınlatma ile tam olarak donatılmış bir şekilde sahaya sevk edilir. Modüller, sahaya sevk edildikten sonra kullanım amacına göre tek başına ya da birleştirilerek anında kullanıma hazır olmaktadır.

Afet Sonrası Acil Müdahalelerde:
Modüler yapılar, deprem ve doğal felaketler sonrası aciliyet ve zaman faktörü de göz önünde bulundurulduğunda, insani yardımların en kısa sürede karşılanmasına katkı sağlar.
1999 Marmara Depremi, 2003 İran Bam Depremi, 2011 Van Depremi ve 2020 Elâzığ Depremi gibi birçok deprem sonrası AFAD, Birleşmiş Milletler, JICA gibi kurumlar aracılığıyla afet yönetiminde aktif olarak yer alan Dorçe, birçok projeyi tamamlamış, yardım ve bağışlarda bulunmuştur.