Paynet: 2020 yılını yüzde 100’e yakın bir büyüme ile kapattık
“Paynet olarak ana bayi ve alt bayi arasındaki nakit akışını basit ve hızlı hale getiriyoruz. Son kullanıcı tarafından yapılan ödemenin eş zamanlı olarak bayi, toptancı ve üretici firma gibi paydaşlar arasında en hızlı ve güvenli şekilde dağıtılmasını sağlıyoruz. Alışveriş alışkanlıklarında yaşanan dönüşüm neticesinde 2020’yi yüzde 100’e yakın bir büyümeyle kapattık.”
ONUR ERTÜRK
PAYNET CSO
“Bayi kanalında kredi kartı ile ödeme alma” fikriyle 2000 yılında yola çıkan Paynet bugüne kadar 20 bin işletmenin finansal süreçlerini dijitalleştirdi. Paynet’in kuruluş ve amacını kısaca anlatır mısınız?
Yeni nesil ödeme sistemleri perakendenin bütün alanlarına yayılmış olsa da bayi kanallarında henüz yeteri kadar etkin kullanılmıyor. Biz, bunu değiştirmeyi amaçlıyoruz. Paynet’in arka planında, 2000’li yılların başına kadar uzanan bayi kanalında kredi kartı ile tahsilat fikri var. Kredi kartıyla tahsilatı bayi kanalında yaygınlaştırarak, tedarik zinciri boyunca nakit akışını iyileştirmek için yola çıktık.
2015 yılında yerli bir finansal teknoloji şirketi olarak kurulan Paynet’in hedefi uçtan uca tüm tedarik zinciri boyunca ödemeleri dijitalleştirmekti. İlk yılımızda, Merkez Bankası tarafından ödeme kuruluşu lisansını almayı başardık. Fintech’e yaptığımız yatırımlarla, Ar-Ge faaliyetleriyle büyüdük. Kredi kartlarını tek bir platformda toplayarak, kurum ve kullanıcılara hizmet verilmesine öncülük ettik. Bugün sektördeki lider fintech şirketleri arasında yer alıyor, her türlü ödeme sürecini hem sanal hem fiziksel dünyada dijitale taşıyoruz.
Paynet faaliyetleriyle farklı sektörlere hizmet veriyor. Finansal süreçlerin dijitalleştiği bir dönemde Merkez Bankası lisanslı bir finansal teknoloji şirketi olmak niçin önemli? Müşteriye ne gibi avantajlar sağlıyor?
Türkiye’de hızlı büyüyen bir fintech ekosistemi var. Özellikle girişimler tarafında adeta sıçrama görüyoruz. KPMG’nin ‘Pulse of Fintech 2019’ raporuna göre, girişim ekosisteminde en çok fonlama alan dikeyler arasında ilk 3’te fintech var. En fazla işlem ise yine fintech dikeyinde gözlendi. Diğer bir deyişle, finans ve ödeme alanlarında pek çok yeni girişim pazara giriyor. Buna karşın, bu sistemlerin kayda değer bir kısmının Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası lisansı bulunmuyor.
Paynet’in PCI-DSS 1. Seviye güvenlik sertifikasına sahip ve TCMB lisanslı bir ödeme kuruluşu olması, burada gerçekleşen tüm işlemlerin yasal mevzuata uygun, son derece güvenli ve her türlü olumsuz durum karşısında denetlenebilir olduğunu gösteriyor. Özellikle finansal süreçlerini dijitale taşımak isteyen işletmeler için bu lisans pek çok belirsizliği ve soru işaretini ortadan kaldırarak, güven sağlıyor.
Paynet’in ödeme araçları hakkında bilgi verir misiniz? Fintech nedir? Bankalara göre hangi avantajları sağlar? Dijitalleşme döneminde şirketler niçin söz konusu ödeme yöntemlerini tercih etmeli?
Paynet, günümüzde hızla yaygınlaşan dijital ödeme alanında tedarik zincirlerine çözüm sunuyor. Yüksek güvenlikli güçlü altyapımız sayesinde şirketler ihtiyaçlarına göre kendi bayi kanalında, perakende satış noktalarında veya franchise işletmelerde gerçekleşen tahsilatları kolayca yönetebiliyor. Ana bayi ve alt bayi arasındaki nakit akışını basit ve hızlı hale getiriyoruz. Son kullanıcı tarafından yapılan ödemenin eş zamanlı olarak bayi, toptancı ve üretici firma gibi paydaşlar arasında en hızlı ve güvenli şekilde dağıtılmasını sağlıyoruz.
Sektörün ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda çözümler üretiyoruz. Örneğin sunduğumuz çözüm sayesinde şirketler, bütün bankalarla tek tek sözleşme yapıp Sanal POS cihazı almak yerine, Paynet ile anlaşma yaparak tek bir sözleşme ile tüm bankaların sunmuş olduğu birçok farklı çözüme tek merkezden ulaşabiliyor. Bu da hem zaman hem de maliyet açısından oldukça verimli bir süreç.
Teknoloji, yenilikçi ödeme sisteminin bel kemiği haline geldi. Özellikle pandemi sürecinde “sosyal mesafe dostu” ödeme çözümlerine olan talep katlanarak büyüdü. Paynet de; mobil uygulama üzerinden ödeme, Paylink ile güvenli bir bağlantı üzerinden uzaktan ödeme, QR kod ve mobil cüzdan gibi geliştirdiği teknolojilerle kullanıcılarına çözüm sunuyor.
Kartlı ödemelerin yanı sıra Paynet altyapısı üzerinden banka kredisi ile de ürün satışına olanak veren PayKredi ürünümüzü 2020 yılında geliştirdik. 2021 yılı içerisinde yaygınlaştırmayı hedeflediğimiz kredi ürünü sayesinde işletmeler son tüketicilere alternatif ödeme araçları sunarak satışlarını artırabilecekler. Böylece işletmelerin müşteri memnuniyeti, KOBİ’lerin ise müşteri sadakati artacak.
Paynet açısından pandemi dönemi nasıl geçti? Süreci nasıl planladınız ve ne tür önlemler aldınız? Şu an çalışmalarınızı nasıl sürdürüyorsunuz?
Pandemi ilk ortaya çıktığında hızlı bir refleks gösterdik ve temelde çalışanlarımızın sağlığı, uzaktan çalışmanın yaratabileceği güvenlik açıklarının müşterilerimiz adına yönetilmesi ve tüketiciye dokunan noktada uzaktan ve temassız ödeme taleplerine cevap verilmesi şeklinde üç konuya yoğunlaştık.
Ekibimizin tamamı, 16 Mart 2020’den bu yana evden çalışma düzenine geçti. Bu süreçte elbette üye işyerlerimize hizmet kalitemizi aynen koruyarak kesintisiz ve güvenli bir şekilde hizmet vermeye devam ediyoruz. Teknik alt yapımızın zaten hazır ve yeterli olması ve genç ve değişime açık çalışma kültürümüz bu başarının en büyük sırrı oldu.
Pandemi sonrası dijitalleşme ve e-ticaret faaliyetleri arttı. Pandemiyle birlikte Paynet’in cirosunda nasıl bir değişim yaşandı?
Paynet, kurulduğu günden bu yana her yıl kayda değer büyüme gösterdi. Pandemi döneminin olumsuz etkilerine rağmen, tüketicinin alışveriş alışkanlıklarında yaşanan dönüşüm neticesinde 2020 yılını da yüzde 100’e yakın bir büyümeyle kapattık. İşletmelerin omnichannel müşteri deneyimi sunabilmek için ihtiyaç duydukları finansal araçları sunmak için 2020’de birçok yeni ürün ve hizmetin adımını attık. Daha fazla kullanıcıya fayda sağlamak adına pazarlama departmanımızı yapılandırdık. Çalışan sayımızı yüzde 50 artırdık. Tüm bu gelişmeler neticesinde tüm olumsuzluklara rağmen geçtiğimiz yılı toplamda 4 milyar TL’lik işlem hacmiyle güçlü bir şekilde noktaladık.
Koronavirüs salgını sonrası temassız ödemeler yükselişe geçti ve ticaret gittikçe dijitalleşiyor? Bu dönemde dijitalleşmede hangi sektörler öne çıktı? İnşaat sektörünün ödeme alışkanlıklarıyla ilgili elinizde veriler var mı?
Pandeminin iş dünyasındaki en önemli etkilerinden biri, tüketicinin omnichannel deneyim beklentisini körüklemesi oldu. Tüketici daha önce mağazada yaşadığı deneyimi bugün online ortamda, sosyal medyada veya diğer iletişim kanallarında görmek istiyor. Ancak bunu teknik anlamda sağlayabilmek ve gerekli altyapıyı oluşturabilmek için ciddi teknoloji yatırımları gerekiyor. Pandemi öncesinde değişen tüketici alışkanlıklarının bu yönde evrimleştiğini gördüğümüz için stratejik olarak çoklu kanallardan hizmet vermeye yönelik geliştirme ve yatırımlara başlamıştık. Pandemi sadece tüketici talebinin güçlenmesine bağlı olarak süreçlerimizi hızlandırdı.
Rakamlara baktığımızda, pandeminin etkisiyle büyüyen bir e-ticaret sektörü ve ödeme ekosistemi görüyoruz. TÜİK verilerine göre e-ticaret geçen yıla oranla yüzde 64 büyüdü. BKM’nin 2020 ilk yarı verilerine göre temassız ödemeler, 2019’un aynı dönemine kıyasla yüzde 200 artış gösterdi ve 563 milyon temassız ödeme gerçekleştirildi. Bu dönemde, mağaza içi ödemelerde temassız işlemlerin payı ise yüzde 21,6’ya ulaştı.
Pandemiye bağlı olarak konaklama ve ulaşım gibi sektörlerin daraldığını görüyoruz. Öyle ki Visa, seyahat harcamalarının önceki yıla kıyasla yüzde 80 düşüş gösterdiğini duyurdu. Vaktini daha çok evde geçiren nüfusun ihtiyacı olan teknoloji, eğlence ve dijital yayıncılık alanlarına olan talepte patlama yaşandı. Tüketicinin dijital ihtiyaçlarını karşılamak için, Financial Times analizlerine göre bilgisayar programlama ve buna bağlı servislerde dünyanın dört bir yanında 800 bin ek istihdam açıldı.
Bu dönemde müşterisine daha iyi hizmet, daha fazla ödeme seçeneği sunan ve iletişim kanallarını etkin kullanan işletmeler kazanan tarafta yer aldı.
Dijitalleşme ve e-ticarette yükselmek isteyen şirketler geleceğe nasıl hazırlanmalı ve nasıl bir yol haritası izlemeli? Önerileriniz neler?
Dijital dönüşümde başarılı olmak ve e-ticarette fark yaratmak isteyen şirketlerin, bu sürecin bir 100 metre yarışı değil, uzun soluklu bir maraton olduğunu unutmamaları gerekiyor. Her geçen gün yeni bir dijital teknoloji hayatımıza girdiği için, gerçekçi olmak gerekirse, dijitalleşme hiçbir zaman bitmeyecek.
Özellikle dijital dönüşüm, şirket için en kısa sürede en yüksek faydayı verecek süreçlerden başlatılarak, kurum içindeki diğer süreçlere kademeli olarak yayılmalı. Burada dijitalleşmeyi “tamamlamaya” değil; çağı yakalamaya odaklanmak gerekiyor. Finans, muhasebe, tedarik zinciri gibi çok küçük adımlarla bile büyük verimlilik ve maliyet tasarrufu elde edilecek süreçlere öncelik vermek, daha başarılı bir dijital dönüşüm için kritik önem taşıyor.
Paynet’in yakın dönem ve gelecek hedefleri neler? Müşterilerinizi ne tür yenilikler bekliyor?
Güçlü bir vizyonla yola çıktığımız için, hedefimizden şaşmadık: B2B ve B2B2C segmentlerinde, omnichannel müşteri deneyimini gerçeğe dönüştürmek için hem sanal hem fiziksel ödemelerdeki nakit akışını dijitalleştirmek istiyoruz. Pandemi döneminde regülatif kuruluşların ödeme alanında yaptığı yasal düzenlemeleri, yeni ürün ve servisler için bir çıkış noktası haline getirerek inovasyona son sürat devam ediyoruz. Temassız ve uzaktan ödeme çözümlerimizle, kullanıcının tüm iletişim kanallarından ödeme yapabilmesini, işletmenin de bu ödemeyi sorunsuz alarak kendi tedarik zincirinde güvenle pay edebilmesini sağlamaya devam edeceğiz.
2021 yılına baktığımızda Paynet için omnichannel yaklaşımını destekleyecek yeni çözümler, yeni yatırımlar ve yeni iş birlikleri görüyoruz. Bu kapsamda finans dünyasının büyük oyuncuları ile yapacağımız iş birliklerini paylaşmak için sabırsızlanıyoruz. Başarıyla noktaladığımız 2020 sonrasında, 2021 yılı için de yüzde 100 büyüme hedefliyoruz.