Burcu Zeybek: Sürdürülebilir akıllı şehirler ve kentsel kalkınma

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burcu Zeybek, İnşaat Dünyası Dergisi için kaleme aldığı makalesinde, “Sürdürülebilir akıllı şehirler ve kentsel kalkınma” ilişkisini irdeledi. Zeybek makalede, “Geçtiğimiz son birkaç on yıldır, sürdürülebilir şehir, bilgi şehri ve akıllı şehir olmak üzere 3 güçlü şehir markası ön plana çıkmıştır” vurgusu yaptı.
Sürdürülebilirlik kavramının yaygınlaşması, yeni bir kalkınma türü olan sürdürülebilir kentsel kalkınmanın hayat bulmasına neden olmuştur. Aslına bakılırsa, sürdürülebilir kentsel kalkınma terimi, farklı anlamlara gelen kelimeler içeren, kendi içinde çelişkiler barındıran ve zıtların birleşiminden oluşan bir terimdir.
Sürdürülebilirlik, ekosistem ve onun sunduklarının varlığını sürdürmeye ve insan ihtiyaçlarını karşılamaya işaret etmektedir; öte yandan, kentsel kalkınma, sürdürülebilirliğin aksine yaşam kalitesini doğal kaynakları tüketerek ve doğal alanları tahrip ederek artıran faaliyetlerin tümüdür. Kentsel kalkınmanın bütün yönleriyle sürdürülebilir olması mümkün değildir; sürdürülebilir kentsel kalkınma ise doğal ekosistemlere daha az zarar verilen veya bu ekosistemlere daha az müdahale edilen bir kalkınma türüdür.

SÜRDÜRÜLEBİLİR KENTSEL KALKINMA
Özellikle 1970li yıllardan itibaren çevreye yönelik kaygıların artmasıyla birlikte, sürdürülebilir kentsel kalkınma; ekolojik, kültürel, politik, kurumsal, sosyal ve ekonomik problemlerin tümüyle iyileştirilmesi yoluyla şehirlerde yaşam kalitesinin artırılması olarak kabul edilmiş ve bu sayede sürdürülebilir kentler oluşmuştur. Bu durumla birlikte, özellikle 1990lı yıllarda ve 2000lerin başlarında sürdürülebilir şehir kavramının dünya çapında birçok şehir tarafından benimsenmesiyle yeni ve popüler bir terim olan şehir markası terimi hayat bulmuştur.
1990lı yılların sonlarında ise pek çok bilim insanı, kalkınmanın önündeki problemlerle başa çıkmak adına, şehirler ve vatandaşlar için yalnızca bilgiye dayalı kalkınma yoluyla elde edilebilecek bir bilgi tabanının gerekliliği gibi önemli bir konuyu gündeme getirdiler. Sürdürülebilir ekonomiyi, toplumsal adaleti, çevresel sürdürülebilirliği ve iyi yönetişimi kazanmak adına şehirlerde ve ülkelerde çok boyutlu ve dengeli bir gelişim fırsatına olanak tanıyan bilgiye dayalı kalkınma, özellikle son yirmi yılda yaygın bir politika haline gelmiştir.
Küreselleşmedeki ve gelişmiş ekonomilerin imalat, hizmet ve bilgiye dayalı faaliyetlerindeki süregelen dönüşümle birlikte şehir planlamasında, şehir kalkınmasında ve özellikle bir şehrin mekânsal yönleri üzerinde etkin rol oynayan bilgi toplumu meydana gelmiştir. Bilgiye dayalı ekonominin yükselişi, aynı zamanda küresel ve yerel ekonomik kalkınmanın güç kazanmasındaki başlıca neden olarak görülür. Bilgiye dayalı ekonominin yükselişte olduğu bu önemli dönüşüm, azalmakta olan toplum temelli ekonomiden çok daha farklı koşullar ve ortamlar gerektirmektedir. Bu bağlamda, bilgiye dayalı ekonomi çağındaki kentsel planlama ve kalkınmanın amacı; güçlü bir kentsel temel oluşturarak, şehrin ekonomik gücünü değerlendirerek, sosyal dışlanmanın üzerine giderek ve şehrin terk edilmesini önleyerek sürdürülebilir bir kalkınmaya ulaşmaktır. Bilgiye dayalı kalkınmanın (veya bilgiye dayalı kentsel kalkınmanın) yaygınlaşmasıyla birlikte, şehirler bilgiye dayalı kalkınmaya yönelik çeşitli stratejiler geliştirmiştir.
EN YEŞİL ŞEHİR EYLEM PLANI

Bilgiye dayalı kentsel kalkınmanın sonucunda ise bilgi şehirleri oluşmuştur. Daha yüksek gelir, eğitim, öğretim ve araştırmanın yanı sıra, tüm alanlara değer katmanın, yüksek yaşam standartlarının, kültürel desteğin ve ekonomik kalkınmanın izinden giden şehirler olarak tanımlanan bilgi şehri, aynı zamanda araştırma, teknoloji ve beyin gücü yoluyla oluşturulan ve esas olarak bilginin büyümesini artırmak üzere düzenlenmiş, yüksek katma değerli ihracat yapan, bölgesel bilgi ekonomisi odaklı şehirlerdir. 1990ların sonu- 2010’ların başı arasında popülerliğini koruyan bu şehir markası dünyanın birçok şehri tarafından benimsenmiştir.
Sürdürülebilirliği kullanarak bir kent markası yaratan en iyi örnek, kentsel sürdürülebilirliğin öncüsü olmak için “En Yeşil Şehir Eylem Planını” iddialı bir şekilde uygulayan, Kanada / Vancouver kentidir. En yeşil şehir olma iddiası mesnetsiz değildir: Vancouver, Economist’in Küresel Yaşanabilirlik Sıralamasında üçüncü (2016) ve Dünya Ekonomik Forumunun Yeşil Görüş Endeksi’nde birinci olarak birçok popüler listede üst sıralarda yer almıştır.
Yıkıcı küresel iklim değişikliği döneminin başladığı son 10 yılda, gelişen bilgi ve iletişim teknolojileri; kentleşme, sanayileşme ve tüketim hastalıklarımızın etkilerini tersine çevirebilecek veya hafifletebilecek bir her derde deva olarak görülmeye başlandı. Özellikle ileri bilgi ve iletişim teknolojisi uygulamalarının çevreye dair alınacak kararları etkileyecekleri düşüncesi yaygınlaştı. Teknolojinin sundukları nedeniyle dünyanın dört bir yanından birçok devlet; yerel, bölgesel, eyalet, ulusal ve ulus üstü düzeylerde teknolojik çözümler trendine katılmış ve böylelikle akıllı şehir kavramı hayat bulmuştur.
AKILLI ŞEHİR TEKNOLOJİLERİ
Akıllı şehir gündeminin bir parçası olan akıllı şehir teknolojileri, geçtiğimiz on yıl boyunca büyük ve akıllı bir altyapı omurgası oluşturmak amacıyla şehirlerimizde geniş kapsamlı bir yer edindi. Bu gelişme ile sürdürülebilirlik ideolojisinin yaygınlaşmasının, şehirlerimizin planlanması ve geliştirilmesinde önemli bir etkisi oldu. Günümüzde akıllı şehir kavramı, 21. yüzyılın sürdürülebilir ve ideal şehir modelini oluşturma amacı güden bir bakış, tutum veya vaat olarak görülüyor. Bir başka deyişle akıllı şehir, teknolojik açıdan gelişmiş, yeşil ve sosyal yönden kapsamlı bir şehirdir. Dolayısıyla akıllı şehir uygulamalarında ekolojiye, topluma, ekonomiye ve yönetime ilişkin sorunlara çözüm üretmede belirli bir teknoloji ön planda rol alır.
Akıllı şehir olmak; IBM, Cisco, Samsung, LG, ARUP, Schneider Electric, Siemens, Microsoft, Hitachi, Huawei, Ericsson, Toshiba ve Oracle gibi çeşitli küresel teknoloji ve geliştirme şirketlerinin verdikleri büyük desteklerle, günümüzde dünyanın dört bir yanından birçok şehrin kentsel gündeminde de yer edinir. Bu da akıllı şehir markasını şehirler arasında en çok rağbet gören marka haline getirir.