İnşaat Dünyası Dergisi Eylül-Ekim 2024 sayısında “Marka” bölümünde İskele Kalıp Sanayicileri Derneği (İKSD) Yönetim Kurulu Başkanı Yiğit Yakar’ı ağırladı. TSE belgelerine sahip iskele kalıp üreticilerinin İKSD çatısı altında birleştiğini belirten İskele Kalıp Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yiğit Yakar, “Amacımız dernek üyelerimizin sektörel sorunlarına tüm paydaşlarımızla birlikte çözüm üretmeye çalışmak, sektörün ulusal, uluslararası rekabet gücüne katkı sağlamaktır” dedi. Yakar, Türk kalıp-iskele sektörünün 150’den fazla ülkeye ihracat yaptığını da vurguladı.
Röportajımıza şöyle bir soru ile başlayalım. İskele Kalıp Sanayicileri Derneği (İKSD) Yönetim Kurulu Başkanı Yiğit Yakar’ın kariyer yolculuğu ve sektörle tanışma öyküsünü kısaca anlatır mısınız?
Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra Otosan firmasında mamul geliştirme mühendisi olarak 1,5 yıl çalıştım. O dönem, şu an ki ortaklarımdan beraber çalışalım teklifi gelince kabul ettim. 1990 yılında başlayan ortaklığımız 34 yıldır sürüyor. O günden bugüne iskele-kalıp sektörü içerisindeyim.
Sektörde ilk çalışmaya başladığım yıllarda firmalara ne iş yaptığımızı, yaptığımız ürünlerin onlara ne tür avantajlar getireceğini uzun uzun anlatırdık. Tablolar hazırlardık, geleneksek yöntemlerle endüstriyel yöntemlerin kıyaslamalarını yapardık, onları ikna etmeye uğraşırdık. Bugün ise durum çok farklı, masaya oturduğumuzda firmalar bize ne istediklerini, hangi sistemi tercih ettiklerini dile getiriyorlar. Beraber planlama yapıyoruz. Sektörün bu süreçteki gelişimini yaşamak farklı bir deneyim oldu benim için.
İKSD’NİN ÜYELERİ TSE STANDARTLARINA UYGUN ÜRETİM YAPIYOR
İskele-kalıp sektörünün tek çatı kuruluşu olan İKSD’nin kuruluş amacından başlayarak faaliyetlerinin çerçevesini çizer misiniz? İKSD olarak yeni döneme dair planlarınızda ve hedeflerinizde neler var?
Avrupa Birliği uyum yasaları kapsamında Avrupa Birliği standartlarının Türkiye’de kabul edilmesiyle birlikte İKSD’nin kuruluş süreci başlamış oldu. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) iskele-kalıp sektörü için üreticilerin uyması gereken standartları yayımladı. Biz TSE belgelerini alan firmalar olarak bir dernek çatısı altında birleştik. Amacımız dernek üyelerimizin sektörel sorunlarına tüm paydaşlarımızla birlikte çözüm üretmeye çalışmak, sektörün ulusal, uluslararası rekabet gücüne katkı sağlamaktır.
Üyelerimiz standartlar doğrultusunda üretim yapan firmalar, ancak ne yazık ki sektörümüzde standart dışı üretim yaparak maliyet avantajı sağlayan firmalar da mevcut. Bu da haksız rekabet yaratmaktadır. Dernek olarak bu konuların çözümlerine yönelik ilgili bakanlıklar, dernekler, meslek odaları, belediyeler nezdinde görüşmeler yaparak, çözüm üretimine katkı sağlamak ana amaçlarımızdan biridir. Yeni dönemde bu çalışmalara devam edeceğiz.
HEDEF ETİK DEĞERLERİMİZE UYAN FİRMALAR İLE ÜYE SAYIMIZI ARTIRMAK
Ayrıca ihracatımızı nasıl artırabiliriz üzerine yoğunlaştık. İnternet satış platformu Alibaba sitesinden dernek olarak üyelerimiz için 3 aylık deneme üyelikleri aldık, İDDMİB’in Suudi Arabistan’da sektör bazlı B2B organize etmesine ön ayak olduk. Önümüzdeki aylarda İstanbul’da yine İDDMİB bünyesinde yabancı alım heyeti etkinliğini hayata geçirmeye çalışacağız. Bunun dışında yüz yüze ve zoom toplantılarla üyelerimizi sektörümüzdeki gelişmelerden haberdar etmek, onları yarınlara hazırlamak için gerekli çalışmaları yapmaya devam edeceğiz. Geçenlerde sitemizde etik değerlerimizi yayınladık. Bu etik değerlere sahip firmalarla üye sayımızı artırmayı hedefliyoruz.
İSKELE-KALIP FİRMALARIMIZ GENİŞ ÜRETİM YELPAZESİNE SAHİP
İskele-kalıp sektöründe ülkemizde kullanılan sistemleri nerede görüyorsunuz? Bu ürün ve sistemler hangi avantajlarıyla öne çıkıyor?
İskele-kalıp firmalarımızın oldukça geniş bir üretim yelpazesi mevcut. Dünyada kullanılan sistemlerin nerdeyse tamamını ülkemizde benzer kalitelerde temin etmek mümkün. Kalıp mühendisliği ve imalat kabiliyeti açısından Türk firmalarının yapamayacağı bir sistem, ürün olduğunu düşünmüyorum. Firmalarımız sektörde olan gelişmeleri yakından takip ediyor ve gelişmelere çok kısa sürede ayak uyduruyor. Dolayısıyla kullanıcıların tercihleri ne yönde olursa olsun istedikleri ürünleri Türkiye’de bulma imkanları oluyor. Böylelikle kullanıcılar malzemeleri iç piyasadan temin edebiliyor, Türkiye’den temin ettiklerinden dolayı termin süreleri nispeten daha kısa oluyor ve yine her türlü şantiye ve mühendislik desteğini kolaylıkla alabiliyorlar.
İTHALATTAKİ ARTIŞ SEKTÖRÜ ENDİŞELENDİRİYOR
İskele-kalıp sektörü iç piyasada bu yıl nasıl bir performans çiziyor? 2025’e ilişkin ne tür gelişmeler yaşanacağını öngörüyorsunuz?
Şu an için iç piyasada geçen yıla oranla bir daralma mevcut. Üyelerimiz ayrıca tahsilat sorunu yaşadıklarını da dile getiriyorlar. Bir yandan da firma kapanmalarının ve konkordatoların arttığını gözlemliyoruz. Krediye ulaşmak geçen senelere oranla oldukça zor. Ayrıca geçen yılın sonundan beri Hindistan, Çin ve İran’dan ülkemize malzemeler girmeye başladığını gözlemliyoruz. İthalattaki artış bizleri biraz endişelendiriyor.
Sektördeki firmalardan biz neden bu zorluğa giriyoruz, biz de üreteceğimize yurt dışından getirelim, hem de riskimiz azalmış olur diye serzenişlerde bulunduklarını duyar olduk. Kısaca tüm sektörlerde olduğu gibi iskele-kalıp sektöründe de oldukça zorlu bir yılın geçmekte olduğunu ve bu yılın sonuna kadar bu durumun böyle devam edeceğini söyleyebiliriz. Eskiden uzun vadeli planlar yapardık. Şu an daha kısa vadeli planlar yaparak önümüzü görmeye çalışıyoruz. Ekonomistler, Türk ekonomisi ile ilgili olumlu sinyaller alınmaya başlandığını söyleseler de sektör olarak biz maalesef aynı olumlu havayı henüz hissetmedik. Umarım 2025 yılı tüm bu olumsuzlukların düzeldiği bir yıl olur.
İSKELE-KALIP SEKTÖRÜ DE İÇ VE DIŞ PİYASADA ZORLU BİR YIL İLE KARŞI KARŞIYA
Türkiye’de inşaat sektörü iç piyasada zorlu bir süreçten geçiyor. Peki Türkiye iskele-kalıp sektörü, ihracat kanalında ne tür gelişmeler gösteriyor? İhracat yaptığımız ülke sayısı kaça ulaştı? Bilgi verir misiniz?
Evet Türkiye’de inşaat sektörü zorlu bir yıl geçiriyor, dolayısıyla inşaat sektörüne malzeme temin eden iskele-kalıp sektörü olarak bizler de zorlu bir yıl geçiriyoruz. Geçmiş yıllarda iç piyasa daraldığı zaman dış piyasalara yönelirdik veya tam tersi olurdu, dış piyasalar daraldığında iç piyasaya yönelirdik. Fakat bu yıl dış piyasalar da canlı değil.
Ayrıca döviz kurunun bugün olduğu yer bizi dezavantajlı konuma sokuyor. Yabancı firmalara fiyat verdiğimizde pahalı kaldığımızı söylüyorlar. Birkaç sene evveline göre, fiyatlarımızda yabancı para cinsinden artışlar oldu, bu durumu yabancı firmalara izah etmek mümkün olmuyor. Yurt dışında kontak kurmak zahmetli ve maliyetli, uzun süreçler sonunda bağlantı yaptığımız, yıllarca beraber çalıştığımız firmalara bile mal vermekte zorlanıyoruz. Firmaları kaybettikten sonra tekrar kazanmak kolay olmuyor.
İSKELE-KALIP SEKTÖRÜ 150’DEN FAZLA ÜLKEYE İHRACAT YAPIYOR
İskele-kalıp sektörü yıllardır cari fazla veren bir sektör. Firmalarımız dünyanın dört bir yanına malzeme yollamaktalar. Sektör olarak 2013-2024 sürecinde 150’den fazla ülkeye ihracat yaptık. Ülke sayısının her geçen gün artması sektör olarak bizi gururlandırıyor. Türk firmalarının girişkenliği, çok çabuk reaksiyon verebilmeleri bu artıştaki en önemli faktörler olduğunu düşünüyorum.
KALIP-İSKELE SEKTÖRÜ DE BIM SİSTEMİNE ENTEGRE OLUYOR
Teknolojik gelişmelerin ve dijitalleşmenin, sektör açısından önemine ilişkin neler söylemek istersiniz?
İnşaat sektörü ve kalıp-iskele sektörü, teknolojik gelişmelere birçok sektör gibi çabuk ayak uyduramadı, ama son yıllarda bizim sektörümüzde de teknolojik gelişmelerde ve dijitalleşmede artış gözlemliyoruz. Örneğin şantiyelerden betonun sıcaklığı ve basıncı gibi veriler toplanarak, yapay zekâ ile işlenip betonun prizini ne zaman alacağı hesaplanabilmektedir. Bu sayede inşaat süreleri kısalırken, betonun çatlamasına ve mukavemetinin azalmasına engel olunabilmektedir.
BIM, Bina Bilgi Modellemesi’nden bahsedebiliriz. BIM, bir yapının tasarımı, inşası ve işletilmesi sürecinde kullanılan dijital bir modelleme tekniğidir. BIM ile bir yapının tüm bileşenleri (duvarlar, pencereler, çatı, tesisat, kalıp, iskele vb.) dijital olarak modellenebilir ve bu bileşenler arasındaki ilişkiler belirlenebilir. Kalıp-iskele sektörü olarak bizler de BIM sistemine entegre olabilmekteyiz. Böylelikle şantiyede çıkabilecek olası sıkıntılar bilgisayar üzerinde görülmekte ve önceden önlemi alınabilmektedir.
Bir başka teknolojik gelişme olarak robotların kalıp kurum sökümünde kullanılmasından bahsedebiliriz. Robotların kısa bir süre sonra uygulamalara dahil olacağını düşünebiliriz. İnşaat sektörü ölümlü kazaların diğer sektörlere göre 4-5 kat daha fazla olduğu bir sektör olduğu düşünülünce robotlar işe dahil olunca hem maliyetleri düşürecek hem de inşaat alanlarını daha güvenli bir çalışma alanı haline getirecektir.
BAUMA 2025’TE YENİ TEKNOLOJİLERİ GÖRME FIRSATI YAKALAYACAĞIZ
2025’te 7-13 Nisan tarihleri arasında Almanya’nın Münih kentinde her 3 yılda bir yapılan Bauma Fuarı düzenlenecek. Bu fuarda sektörümüzdeki tüm yenilikleri görme şansımız olacak, İKSD olarak sabırsızlıkla bu fuarı beklemekteyiz.
İŞ KAZALARINI ÖNLEMEDE STANDARTLARA UYGUN ÜRÜN KULLANIMI ÖNEMLİ
İş sağlığı ve güvenliği, sektörün en önemli konularının başında geliyor. İş sağlığının ve güvenliğinin sağlanabilmesi için dernek olarak ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
İnşaatlarda görülen ölümlü iş kazalarının % 40’ı yüksekten düşme olarak tanımlanıyor. Bizim de üretmiş olduğumuz, TSE standartlarına sahip ürünler yüksekten düşmeyi önleyici ürünlerdir. Dolayısıyla tüm şantiyelerde TSE standartlarına sahip ürünlerin kullanılmasını sağlayabilirsek, ölümlü kazaların önemli bir bölümünün önüne geçebiliriz.
Dernek olarak da en büyük gayretimiz denetimlerin artmasının sağlanması ve TSE standartlarında olmayan ürünlerin kullanılmasının hiç olmazsa azaltılmasını sağlamaktır. Sebebi biliniyor, çözümü biliniyor, ama uygulamasında sorunlar yaşanıyor olması bizleri çok mutsuz ediyor.
Son olarak İKSD Yönetim Kurulu Başkanı Yiğit Yakar olarak sektöre nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
Zorlu bir yıl geçiriyoruz. Unutmayalım ki her gecenin bir sabahı var. Bu sıkıntıların bir müddet sonra biteceğini biliyoruz. Bu zorlu dönemi; kalitemizi arttırarak, ürün portföyümüzü zenginleştirerek, ekiplerimizin eğitimine önem vererek değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Tüm sektörlerimize başarılar diliyorum.