İnşaat Dünyası Dergisi Eylül-Ekim 2024 sayısında “Mimarlar Ne Diyor” özel dosyasında Türkiye’nin en saygın mimarlarını ağırladı. Nilüfer Kozikoğlu dosya çerçevesinde sorularımızı yanıtladı. Kozikoğlu, “Günümüzde kır/kıyı eksenlerinde one-off örnekleri görmek heyecan verici. Bizim son dönemde parçası olduğumuz Urla ve Fethiye’de bungalov, cabana benzeri ahşap yapılar söz konusu oldu. Halen yapım süreçleri devam ediyor ama şunu söyleyebiliriz; eşik detayından izolasyona, güneş korumasından kullanım senaryolarına jenerik olmayan, özgün, kişiye özel çözümler üretmek çok değerli” dedi.
İnşaat girdi maliyetlerinin ve özellikle işçiliklerin artması, konut faiz oranlarının yüksekliği gibi herkesin malumu nedenler mimarlık camiasında nasıl karşılık buluyor? Butik projelere yöneliş, bireysel taleplerde artış hissedilir seviyede mi?
Evet, noktasal, biricik projelerde artış olduğunu gözlemliyorum. Bir yanda kent içinde depremle sebeplendirilen dönüşüm örnekleri diğer yanda kırsal alanlarda müstakil konutlar, birkaç konuttan oluşan özel tasarım kooperatif tipi yapılanmalar var.
Tarım arazilerinde bağ evi, ahırdan, müştemilattan dönüştürülen evler ülkemizde beyaz yakalı orta sınıfın hayali… Her geçen gün artan bu talebin mimarlık açısından etkileri neler olur? Hazır konutları anahtar teslim alan ve yaşamını sürdüren geniş kitlelerin, bu dönemde mimarlık mesleğinin anlamını ve gerekliliğini kendi deneyimleriyle hissetmeleri gibi bir çıktısı olur mu bu sürecin? Sizlere bu yönde bireysel talepler geliyor mu? Örnek dönüşüm projeleriniz var mıdır?
Hazır konut dönemi sadece yaşam alanı olarak tercih edildiği değil, aynı zamanda kentsel alanın çoğaltılarak satılabilir meta olarak değerlendirilmesine sebep olduğu bir süreçti. Seç, beğen, al! Bu konutlar öylesine hazır ve donatılmış ki kişinin kendisini yansıtmasına çok az imkân var. Cadde üzerinde bizim de deneyimlediğimiz yoğun, karşılıklı paydaş görüşmelerinin müteahhit, belediye, mal sahipleri üçgenindeki süreçler de mekânsal kalitenin yalıtım, malzeme, ürün ve en çok da alan yani metrekare kriterleri ile gözlemlendiği süreçler…
Günışığı, doğal havalandırma, akustik, açık alanlar gibi iyi mimari mekânsal kalite bu tip projelerde de deneyimlenebilir; dünyada model toplu konut projelerinde yaşam senaryolarına özeni görebiliyoruz. Mesela Lacaton & Vassal projesi, Saint Vincent de Paul hastanesinin yaşam kompleksine dönüşümünde bunun örnekleri var. Ama buna da kendi içinde butik bir örnek diyebiliriz.
Sözünü ettiğiniz gibi mimarla proje sürecini birebir deneyimlemek farklı bir modeldir. Günümüzde kır/kıyı eksenlerinde one-off örnekleri görmek heyecan verici. Bizim son dönemde parçası olduğumuz Urla ve Fethiye’de bungalov, cabana benzeri ahşap yapılar söz konusu oldu. Halen yapım süreçleri devam ediyor ama şunu söyleyebiliriz; eşik detayından izolasyona, güneş korumasından kullanım senaryolarına jenerik olmayan, özgün, kişiye özel çözümler üretmek çok değerli.
Pandemi sonrası global ölçekte değişen yaşam alanı ihtiyaçlarının, ülkemiz coğrafyası ve sosyolojisi özelinde deprem beklentisi ile pekişmesi, hizmet sunduğunuz bireylerin önceliklerinde, taleplerinde neleri değiştirdi? Mimar olarak sizlerin ihtiyaçları okuma ve cevap verme pratiğinizde dönüşen yönler neler oldu? Örneklerle anlatabilir misiniz?
Çalıştığımız iç mekân projelerinde çevrimiçi toplantılar benzeri ortamdan anlık izole olabilme imkanları, özellikle akustik, altyapı karşılıkları önceliklenmeye başladı. Ofis projelerinde hızla değişen şirket profillerine karşılık verebilecek esneklik bekleniyor. Yani bir firma 30 yıl boyunca aynı personel yapısı, iş yapış biçiminde kalmayacağı ön bilgisi ile ve değişken çalışma formatları ile baş ediyor ve mekandan buna uyum sağlayabilmesini bekliyor.
Depreme dayanıklı bina ya da depreme hazır yapı yaratımında mimarın rolü nedir, ne kadardır?
Çok değer verdiğim bir konuya değindiniz. Strüktür tasarımında inşaat mühendisi ile mimar kafa kafaya vermelidir. Ana yapısal modeli bir ya da diğeri başlatabilir ama mutlaka birlikte bitirmelidir. Yapının davranış şeklinde deprem ya da diğer afetlerde nasıl karşılık vereceği ile ilgili olarak mimari model örneğin sirkülasyon, pasif/aktif ısıtma, havalandırma, teknik şaftlar gibi detayların önemi büyük, yapılarda günlük hayatta görmezden geldiğimiz artık ve kullanılmayan kablo kanallarından havalandırma problemlerine tam da yangın gibi durumlarda ne derece içinden çıkılması imkânsız hale gelebileceğini öngörebilmek gerekir.
Mimari manifestomdur dediğiniz projeniz hangisidir? Manifestonuzun hangi önemli değerlerinin hayata geçmiş halidir?
Farklı projelerde kıymet verdiğim farklı başlıkları deneyimleme şansı oldu ama İnşaat Dünyası okuyucusu için bir araştırma ürünü olan, patentlli çalışmamız Alveosis’den bahsedeyim. Bir yapım sistemi için ön model olan kalıcı kumaş kalıp üzerine püskürtme beton kabuk yapıyı burada paylaşmak isterim. Dünyada da üst örtü için benzer örnekleri var, burada iç boşlukları altyapı / şaft boşluklarını tanımlayabilecek, çok yönlü kolları olan, betonu olması gerektiği gibi kabuk olarak kullanan bir yapım sistemidir. Bunun gelecek yapı sistemlerine örnek olacağını düşünüyorum.