Özel Dosyalar

Ufuk Atan: Vaillant yeni nesil teknoloji ısı pompalarına önemli yatırımlar yapıyor

Isı pompalarının Türkiye ve dünyadaki sürdürülebilir dönüşümde oynayacağı kilit rolü desteklemeye devam edeceklerini belirten Vaillant Group Türkiye Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ufuk Atan, “Vaillant olarak Türkiye’de henüz gelişmekte olan bu pazarda öncü rol üstlenerek, ısı pompası gibi yeni nesil teknolojilere önemli yatırımlar yapıyoruz. Türkiye pazarında sürdürülebilir büyümemize de kararlılıkla devam ediyoruz” dedi.

MDS 50 banner 980 x 100 piksel scaled

Vaillant markası olarak sürdürülebilir ısıtma teknolojileri alanında önemli bir konuma sahipsiniz. Isı pompalarınızın kısa bir tanımını yapar mısınız? Ayrıca, pazardaki konumunuz hakkında kısa bilgi verir misiniz?

Vaillant olarak, ısıtma ve iklimlendirme teknolojilerinde 150 yılı aşkın süredir sektöre yön veren öncü bir konumdayız. Şofben ve kombinin mucidi olarak, sürdürülebilirliği işimizin merkezine koyuyor ve ‘evimizde ve çevremizde daha iyi bir iklim oluşturma’ vizyonuyla hareket ediyoruz.

Geniş ürün gamımızda yer alan ısı pompaları, havadan, topraktan ya da sudan alınan çevresel ısıyı, çok düşük seviyede enerji kullanarak ısıtma, soğutma ve sıcak su ihtiyaçlarını karşılamak için kullanan, çevreci ve son derece verimli sistemlerdir. Fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmaları, yüksek oranda tasarruf sağlamaları ve karbon ayak izini düşürmeleri nedeniyle, geleceğin enerji çözümleri arasında gösteriliyor.

MDS 50 banner 980 x 100 piksel scaled

Vaillant olarak biz de Türkiye’de henüz gelişmekte olan bu pazarda öncü rol üstlenerek, ısı pompası gibi yeni nesil teknolojilere önemli yatırımlar yapıyoruz. Bir yandan geleneksel ürün gruplarındaki öncülüğümüzü korurken, diğer yandan ısı pompası dönüşümünün ülkemizde de ivme kazanmasına katkı sağlamayı hedefliyoruz. İklimlendirme sektörünün geleceğini belirleyen markalardan biri olma iddiamızı koruyarak, Türkiye pazarında sürdürülebilir büyümemize kararlılıkla devam ediyoruz.

Vaillant aroTHERM plus

R290, GELENEKSEL SOĞUTUCULARA GÖRE YAKLAŞIK 700 KAT DAHA ÇEVRECİ

Vaillant’ın portföyünde yer alan aroTHERM Plus modelinde kullanılan R290 soğutucu akışkanın çevresel etkileri ve teknik avantajları konusunda bizi bilgilendirebilir misiniz? Bu teknoloji gelecekte sektör standardı hâline gelebilir mi?

Vaillant olarak son yıllarda ısı pompasına yaptığımız yatırımların sonucunda geliştirdiğimiz aroTHERM plus A+++ çevresel sürdürülebilirlik ve yüksek verimlilik anlamında öncü bir ürünümüz.

Ürünümüzde kullandığımız R290 soğutucu akışkan teknolojisi, çevresel etkiler açısından son derece avantajlı bir kullanım sunuyor. Propan bazlı soğutucu akışkan olan R290, geleneksel soğutuculara göre yaklaşık 700 kat daha çevreci. Bu sayede karbon salımının azaltılmasına katkı sağlıyor.

aroTHERM plus’ın bir diğer avantajı ise 75C’ye varan sıcak su üretebilme kabiliyeti ile evlerde var olan radyatör vb. sistemlerin yenilenmesine gerek kalmadan cihaz kurulumunun yapılabilmesi.

Bildiğiniz gibi, Avrupa Birliği regülasyonları ve Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi kapsamında geliştirilen çevre politikalarında, enerji verimliliği ve çeşitliliği büyük önem kazandı. Binaların toplam karbon salımı içerisindeki payı yüksek olduğundan, ısıtma sistemlerinin dönüştürülmesi, net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmada öncelikli adımlardan biri haline geldi. Isı pompaları bu noktada giderek öne çıkıyor ve kullanımı yaygınlaşıyor.

Ufuk Atan
Ufuk Atan

ISI POMPALARI KÜRESEL CO2 EMİSYONLARINI EN AZ 500 MİLYON TON AZALTABİLİR

Tahminlere göre, 2030 yılına kadar ısı pompaları küresel CO2 emisyonlarını en az 500 milyon ton azaltabilir. Bu miktar, günümüzde Avrupa’daki tüm arabaların yıllık CO2 emisyonlarına eşdeğer durumda. Bu verilere baktığımız zaman ısı pompalarının evleri ısıtmada en düşük karbon emisyonlu yöntemlerinden biri olarak öne çıkmaya devam edeceğini ve gelecekte sektör standardı haline geleceğini düşünüyorum.

Türkiye’de de son yıllarda ısı pompalarının yaygınlaşması için önemli adımlar atılıyor. Enerji Bakanlığı’nın stratejik planlarında ve 12. Kalkınma Planı’nda ısı pompalarının desteklenmesi hedefleniyor. Ayrıca önümüzdeki dönemde hem konutlarda hem de tarım sektöründe ısı pompası kullanımını artırmak için teşvikler ve düzenlemeler planlanıyor.

Vaillant olarak biz bu değişimin öncüsü olmaya ve ısı pompalarının Türkiye’deki ve dünyadaki sürdürülebilir dönüşümde oynayacağı kilit rolü desteklemeye devam edeceğiz.

HER COĞRAFYANIN İHTİYAÇLARINA UYGUN ESNEK VE VERİMLİ ÇÖZÜMLER

Türkiye gibi çeşitli iklim bölgelerine sahip olan bir ülkede ısı pompasının performansı farklılık gösteriyor. Vaillant olarak ısı pompası ürünlerinizi üretirken bu farklılıkları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bölgesel bazda ürün önerileriniz neler?

Türkiye’nin farklı iklim bölgelerine sahip olması, iklimlendirme çözümlerinin seçiminde doğal olarak dikkate aldığımız bir faktör. Vaillant olarak, ürün geliştirme süreçlerimizde bu bölgesel farklılıkları göz önünde bulunduruyor, her coğrafyanın ihtiyaçlarına uygun esnek ve verimli çözümler sunmaya odaklanıyoruz.

Isı pompalarımız geniş bir sıcaklık aralığında yüksek performans gösterecek şekilde tasarlanıyor ve bu sayede farklı bölgelerde güvenle kullanılabiliyor. Bölgesel önerilerimiz ise proje bazında değerlendirilerek en uygun çözüm sunulacak şekilde şekilleniyor.

flexoTHERM TOPRAK, HAVA VE SUYU TEK BİR CİHAZ ÜZERİNDEN KULLANABİLME ESNEKLİĞİ SUNUYOR

flexoTHERM exclusive gibi hibrit sistemlerle toprak, hava ve su kaynaklarının tek bir çözümde buluşturulması oldukça dikkat çekici. Bu cihazlar performans açısından ne gibi avantajlar sunuyor?

flexoTHERM exclusive gibi hibrit sistemlerin en büyük avantajının, farklı ısı kaynaklarını, yani toprak, hava ve suyu tek bir cihaz üzerinden kullanabilme esnekliği sunması olduğunu söyleyebiliriz. Bu sayede kullanıcılar bulundukları bölgenin koşullarına en uygun kaynağı seçerek maksimum verim alabiliyor.

Örneğin denize yakın bir bölgede su, geniş arazilere sahip yerlerde toprak, şehir içindeki yapılarda hava kaynağı öne çıkabiliyor. Cihaz bu kaynaklarla uyumlu çalışarak enerji tüketimini en aza indiriyor.

Performans açısından bakıldığında, bu sistemlerin en dikkat çekici yönü yüksek enerji verimliliği. Green iQ konseptiyle geliştirilen bu cihazlar A++ ve A+++ gibi en üst enerji verimlilik sınıflarında yer alıyor. Bu da hem çevresel etkilerin azalması hem de kullanıcı için düşük enerji faturaları anlamına geliyor.

Ayrıca 65°C’ye kadar çıkabilen tesisat suyu sıcaklığı sayesinde eski sistemlerle de uyum sağlayabiliyor, yani dönüşüm sürecinde büyük tadilatlar gerekmeden kullanılabiliyor.

Vaillant Green IQ

Geleneksel ısı pompaları çoğunlukla tek bir enerji kaynağına dayanırken, hibrit sistemler bu sınırı aşmış görünüyor. Sizce, geleneksel ısı pompaları ile hibrit ısı pompaları arasındaki temel farklar nelerdir? Bir değerlendirme yapabilir misiniz?

Hibrit ısı pompalarının birden fazla kaynağı aynı sistemde kullanma esnekliği sunması, performans ve verimlilik açısından oldukça belirleyici oluyor. Hibrit sistemler, çevresel koşullara göre en uygun kaynağı seçerek daha kararlı ve yüksek verimli bir çalışma sağlayabiliyor.

Ayrıca kullanım alanına, bölgesel özelliklere ve mevsimsel değişkenlere daha iyi uyum gösterdikleri için hem enerji tasarrufu hem de sürdürülebilirlik açısından öne çıkıyor diyebiliriz. Bu sayede enerji güvenliği, çeşitliliği ve verimliliğine yönelik hedeflere ulaşılmasına büyük katkı sağlıyorlar.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu