2023’e kadar global iklimlendirme pazarından yaklaşık %1,5 pay almayı hedefleyen Türkiye iklimlendirme sektörünün kat ettiği yola ve uluslararası rekabetin geliştirilmesi yönünde başarılı faaliyetlere imza atan İSKİD’in çalışmalarına dair sorularımızı, derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Ayk Serdar Didonyan yanıtladı.
İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD)’nin kuruluş misyonundan başlayarak sektördeki yerini genel hatlarıyla özetler misiniz? Derneğin hâlihazırda kaç üyesi var?
İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD), sektörümüz içinde yer alan önemli derneklerden birisi olarak sektörün hem iç pazar hem de ihracat odaklı ihtiyaçlarının doğru tespit edilmesi ve bu ihtiyaçların çözümleri için ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliklerinin yapılması ile sektörün gelişimine katkıda bulunacak faaliyetler yürütüyor. Bu faaliyetler; AB regülasyonlarının takibi, ülkemize uyarlanması, üniversitelerle iş birlikleri, devlet destekleri, halkı bilinçlendirici seminerler, videolar ve basın bültenlerinin hazırlanması, devletle ilişkiler ve ihracata yönelik güçlü uluslararası ilişkiler olmak üzere pek çok alanda çalışmayı kapsıyor. Yaklaşık 30 yıllık geçmişe sahip olan ve tüm çalışmalarını üyelerden oluşan komisyonlar vasıtasıyla yürüten derneğin, bugün ülkemizde faaliyet gösteren 112 saygın firma üyesi bulunuyor.
Küresel rekabet gücünün artırılması adına ne tür faaliyetler yürütüyorsunuz? Bu noktada İSKİD’in rolüne dair neler söylersiniz?
Türkiye iklimlendirme sektörünün kilogram başına ihracatı, Türkiye ortalamasının çok üzerinde olmasına rağmen, halen bu alan çok büyük bir potansiyeli barındırıyor. Katma değerin önemli bir bölümü inovasyon, Ar-Ge, dijitalleşme, pazarlama ve satış faaliyetlerinden yaratılıyor. Doğal olarak güçlü markalar bu sayede ortaya çıkabiliyor. Artık sadece iyi üretmek, güçlü bir marka olmak için yeterli olamıyor. Diğer katma değer yaratan konularda da ilerlemek zorundayız. Ancak bu sayede üretimden yaratılan katma değerin üzerine başka değerler de koyarak, kilogram başına ihracat bedelimizi arttırmamız mümkün görünmektedir. Bu anlamda üyelerimizle gerçekleştirdiğimiz ve Ekonomi Bakanlığımızın desteğiyle yürütülen Uluslararası Rekabeti Geliştirme (URGE) projelerimiz ile bahsettiğimiz diğer katma değer potansiyellerinden faydalanmayı amaçladık. URGE, uluslararası rekabetçiliğin geliştirilmesi yönünde uluslararası faaliyetlerini başarılı bir şekilde yürütüyor. Proje kapsamında bugüne kadar ulaşamamış olduğumuz pazarlara ulaşıldı ve aktif ticarete başlandı. Bununla beraber üyelerimizin üretimde verimliklerini arttırmak üzere Yalın Üretim Danışmanlığı hizmeti sağlandı. Ürünlerimizin dijital ortamda tercih edilen, ulaşılabilir ürünler olmasını sağlayan BIM – Building Information Modeling (Bina Bilgi Modellemesi) platformu ile başarılı çalışmalar yürütüldü. Bu konuda yurt dışında benzer platformlarla iş birliğine gidilmesi yolunda görüşmeler ilerletildi. Özellikle bu konuda global rekabette birçok ülkenin önünde olduğumuzu söyleyebiliriz. Bunlarla beraber projeye katılım gösteren firmalarımıza pazarlama ve satış eğitimleri verildi. Bu şekilde destekleyici projelerin artması ve kamu-özel sektör iş birliklerinin çoğalması, iklimlendirme sektörüne ihracat artışını destekleyen bir ivme kazandıracaktır.
Türkiye’nin dünya iklimlendirme pazarındaki yerine ilişkin bilgi verebilir misiniz? Ülke olarak global iklimlendirme pazarında ne kadarlık bir paya sahibiz? Rakamlarla Türkiye ve dünya iklimlendirme sektörünün büyüklüğü öğrenebilir miyiz? İhracat yapılan pazarlar nerelerdir?
Pandemi öncesi dünya iklimlendirme pazarı, 509 milyar dolar mertebelerindeydi. Pandeminin olumsuz etkisi ile pazar 482 milyar dolar seviyelerine geriledi. Ancak 2021 yılı itibarıyla kapanan pazarların hızla açılmasıyla tekrar yükselişe geçen dünya iklimlendirme pazarının 2023 yılına kadar 550 milyar dolar seviyelerine ulaşacağını hatta bu seviyeyi aşabileceğini öngörüyoruz. Türkiye iklimlendirme sektörü olarak 2023’e kadar bu pazardan yaklaşık %1,5 pay almayı hedefliyoruz. Gelişen teknolojiler ve çevre bilinci ile ürünler inovatif gelişmelere açık. Yenilenebilir enerjilere, hibrit sistemlere ve düşük enerji tüketimli sistemlere doğru genel bir yönelim bulunuyor. Bunun sonucunda tüketiciye, çevreye ve topluma duyarlı, yenilikçi, markası güçlü firmalar pazarda daha fazla söz sahibi olacak. Avrupa Birliği ülkeleri, HVAC ürünleri ihracat pazarının %64,5’ini ellerinde bulunduruyor. İklimlendirme sektörü, Türkiye toplam ihracatının %6,3 düştüğü 2020 yılında, tüm sektör baz alındığında yaklaşık 5 milyar dolar ihracatı ile 2020 yılını kayıpsız atlatmış, cari açık vermeden başarılı bir yıl geçirmiştir. 2021 yılının ilk dört ayında ise genel iklimlendirme ihracatı, 2 milyar dolarlık bir seviyeye ulaşarak başarılı bir şekilde ilerlemektedir. Tahmini sene sonu iklimlendirme ihracatı emin adımlarla 6 milyar dolar seviyelerini zorlayacaktır. Türkiye başta; Birleşik Krallık, Almanya, Fransa, İtalya olmak üzere diğer Avrupa Birliği ülkelerine, İngiltere, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Rusya, Kafkas ülkeleri ve Orta Asya ülkelerine ihracat gerçekleştirmektedir. Son dönemlerde Kuzey, Güney Amerika ülkeleri ve Avustralya ile ticari ilişkiler geliştirilmekte ve daha yüksek ticaret hacmine ulaşmak için ticari heyetler üzerinden çalışmalar yapılmaktadır.
Covid-19 salgını iklimlendirme sektörünü nasıl etkiledi? Pandemi döneminde iklimlendirme pazarında yaşanan gelişmelerle ilgili verileri kısaca paylaşır mısınız?
Covid-19’un pandemi olarak kabul edilmesiyle birlikte bu yeni dönem, tüm sektör paydaşlarına farklı tecrübeler ve yeni alışkanlıklar kazandırdı, kazandırmaya da devam ediyor. Bu süreçte modüler, ev tipi hava temizleme özellikli cihazlar geliştirildi ve perakende satışı yaygınlaştırıldı. Endüstriyel olarak adlandırılan AVM, toplu halde çalışılan plaza gibi mekânlarda kullanılan iklimlendirme cihazlarının filtreleme özellikleri geliştirilerek yeni ürünler pazara sunuldu. Buna paralel olarak iç hava kalitesi ölçümü de önem kazandı. İç hava kalitesinin öneminin anlaşılması ve Ar-Ge çalışmalarından ortaya çıkan ürünlerin, sadece pandemi döneminde değil bundan sonra da mekânlarımızda yaygın olarak tercih edileceğini tahmin ediyoruz.
Şu an sektörün öncelikli sorunları arasında neler var?
Sektörümüzde soğutma içeren klima santralleri, fan-coil cihazları ve market teşhir dolapları gibi bir kısım ürünlerde halen ÖTV uygulanmaktadır. Oysa bu ürünler bireysel kullanıma yönelik split klima cihazlarından farklı, ticari ürünlerdir ve üretim için zorunluluktur. Ancak hâlâ “Özel Tüketim” kapsamında değerlendirilmektedir. ÖTV’nin bu ürünlerden veya enerji etkinliği yüksek olanlarından kaldırılması veya azaltılması gereklidir. ÖTV gibi ilave maliyetler hem tesis kurulum/yenileme bedellerini yükseltmekte hem de nihai tüketicinin satın aldığı gıda maddelerinin maliyetini arttırıcı etki göstermektedir. ÖTV konusunda yapılacak bir düzenlemenin sektörümüze yansıyacak pozitif etkisiyle en başta devletimize fayda sağlayacağı aşikârdır. Çoğunluğu KOBİ’lerden oluşan sektör için eğitim seviyesi yüksek Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarına kaynak ve personel ayırmak kolay olamıyor. Yeni Ar-Ge kanunu KOBİ ölçeğindeki firmalara istenilen ölçüde yarar sağlayamıyor. Bu, önümüzdeki yıllarda uluslararası rekabette sektörü zorlayacak bir duruma dönüşebilir. Ar-Ge desteklerinin KOBİ düzeyinde yaygınlaştırılması için ilgili prosedürlerin kolaylaştırılması gerekiyor. Enerji verimli ürünlerin piyasada yaygınlaştırılması ve enerji verimliliği düşük cihazların yüksek enerji verimliliğine sahip cihazlara dönüşümü ile ilgili devlet teşvikine ihtiyaç duyuluyor.
İSKİD’in bundan sonrası için belirlediği yol haritasının detaylarında neler var? Planlarınız ve hedefleriniz ne yönde şekillenecek?
Derneğimiz, üye firmalarımızın ve değerli temsilcilerinin etkin katılımları ile oluşan komisyonlarımız sayesinde; sektörün teknik gelişimi, kamu ve üniversitelerle ilişkilerin sürdürülmesi, iş birliklerinin geliştirilmesi ve uluslararası faaliyetlerle dış ticaretin gelişimine katkı koyacak önemli çalışmaları yürütüyor. İSKİD olarak bütünleşik tasarımın ve IoT kavramının hayatımızda etkin roller üstlendiği günümüzde, sektör firmalarının da birbirlerinden güç alarak dayanışma göstermesine ve zayıf kaslarını güçlendirmesine odaklanmaktayız. Bu vesile ile URGE (Uluslararası Rekabeti Geliştirme) projemizi çok önemsemekteyiz. Proje çerçevesinde kolektif faaliyetlerin yürütülmesi ve devlet desteğinin etkin kullanılması için elimizden gelen çabayı göstermekteyiz. İklimlendirme Meclisi Sektör Strateji Belgesi çalışmalarımızda da vurguladığımız gibi “Kurumsal Ol, AR-GE Yap, İhracat Yap” mesajını çok önemsiyoruz ve yeni dönem çalışmalarımızın odağında bu mottonun olacağını vurgulamak istiyoruz. Hatta “Kurumsallaşma” kavramının diğer tüm başarılı çalışmaların temelinde olduğunu düşünmekteyiz. Bu kapsamda; ölçek ekonomisine erişen firma sayısını arttırmaya, firmalarımızda kurumsal karar alma mekanizmalarının kurulması ile planlı çalışan, strateji oluşturabilen, hızlı-etkin karar alan, öğrenen, yalın yapıların oluşmasına, güçlenmesine destek veren ve teşvik eden konumda olacağız.
Yönetim sürecimizde, çevre, sektör ve toplum için görmezden gelemeyeceğimiz “Yeşil Ekonomi” atılımları odaklanmamız gereken bir başka konu olacaktır. Bu aşamada hayatın gerçekleri ile özdeşleşip geleceği doğru inşa etmemiz gerekir. Özellikle yatırımcısından müteahhidine, kiracısından kamu temsilcilerine kadar tüm inşaat ekosistemine bu anlayış kuvvetli bir şekilde anlatılmalı; sektörümüzde enerji etkin iklimlendirme sistemleri teşvik edilmeli; doğal havalandırma gibi çevreci çözümlere yönelim sağlanmalıdır. Bu kapsamda enerji tüketimini azaltacak çalışmaların takipçisi ve destekçisi olacağız. Sürdürülebilirlik adına, sektörümüzde genç temsilcileri destekleyecek ve teşvik edici olacağız. 15. Dönem Yönetim Kurulumuzda olabildiğince yaş ortalamamızı gençleştirmeye çalıştık. Tecrübe ve dinamizm arasında sihirli bir denge kurarak başarılı çalışmalar yapacağımıza inanıyoruz. Süregeldiği üzere sektörel dernekler ile iletişim ve koordinasyonumuz devam edecektir. Birlikten güç doğar söyleminden hareketle ortak hedeflerimiz doğrultusunda çalışmalarımızı arttırarak devam ettireceğiz.
İSKİD’in 30. yılını kutlayacağımız 2022 yılını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını kutlayacağımız 2023 yılını da kapsayan çalışma dönemimizde, sektörümüzün hak ettiği saygın konumunu güçlendireceğimizi, İSKİD kurucu ve önceki dönem başkanlarımızın emanetine saygılı olacağımızı değerli yayınınız üzerinden sektör temsilcilerimize de duyurmak isteriz.