Hakan Zengin: Kurumsal iletişim ve etik: Güven inşa etmek

İnşaat Dünyası Dergisi Mayıs – Haziran 2025 sayısında “Kurumsal İletişim” bölümünde Türkiye Hazır Beton Birliği THBB Kurumsal İletişim Müdürü Hakan Zengin’i ağırladı. “Kurumsal iletişim ve etik: Güven inşa etmek” başlıklı makalede Hakan Zengin, “İletişim, insanlık tarihinin en eski faaliyetlerinden biridir. Sosyoloji, psikoloji, antropoloji, siyaset bilimi, ekonomi ve dilbilim gibi birçok disiplinin kesiştiği bir kavşakta yer alan iletişim, kurumlar için de yaşamsal bir önem taşır” vurgusu yaptı.
İletişim, insanlık tarihinin en eski faaliyetlerinden biridir. Sosyoloji, psikoloji, antropoloji, siyaset bilimi, ekonomi ve dilbilim gibi birçok disiplinin kesiştiği bir kavşakta yer alan iletişim, kurumlar için de yaşamsal bir önem taşır.
Günümüzde kurumsal iletişim, modern organizasyonların en değerli varlıklarından biri hâline gelmiştir. Başarılı kurumları diğerlerinden ayıran temel unsurlardan biri, etkili bir kurumsal iletişim stratejisi geliştirebilme ve uygulayabilme yeteneğidir.
Kurumsal iletişim, en yalın ifadeyle kurumun kendisini ifade etme biçimidir. Daha kapsamlı bir tanımla, kurumun hedef kitlesi ile sürekli, hızlı ve geri bildirimli doğrudan iletişim sağlayan, hedef kitleden gelen yankılarla çalışmalarına yön veren, kuruluş felsefesini oluşturan önemli bir yönetim görevidir.
Etkili bir kurumsal iletişim stratejisi, etik ilkelerden ayrı düşünülebilir mi?
Bu kritik soru, günümüz iş dünyasının en temel tartışma noktalarından biridir. Günümüz dünyasında kurumların başarısı, yalnızca ürün ve hizmetleriyle değil, aynı zamanda toplumla kurduğu iletişimin niteliği ve etik değerlere bağlılığıyla da ölçülmektedir.
Etik olmayan bir kurumsal iletişim stratejisi, kısa vadede bazı faydalar sağlasa da uzun vadede kurumun itibarına geri dönüşü olmayan zararlar verebilir. Çevre dostu olmayan bir ürünü “yeşil” veya “sürdürülebilir” olarak pazarlamak (yeşil aklama/greenwashing), tüketicilerin güvenini kazanmak için yapılan yanıltıcı açıklamalar veya çalışanların haklarını göz ardı eden iç iletişim politikaları, etik dışı uygulamaların sadece birkaç örneğidir.
HALKLA İLİŞKİLER VE KURUMSAL İLETİŞİM
Halkla İlişkiler mesleği toplumun, insanın anlaşılabilmesi, anlamlandırılması ve yönlendirilmesi bağlamında oldukça önemli bir iletişim yönetimidir. Bir halkla ilişkiler uygulaması olarak kurumsal iletişimin temel kavram ve yaklaşımlarının, işlev ve uygulama alanlarının bilinmesi ve bilinçli stratejilerle uygulanabilmesi meslek açısından oldukça gereklidir.

George Orwell’in şu sözünü hatırlamakta fayda var:
“Gazetecilik, birilerinin yayımlanmasını istemediği haberleri yazmaktır. Gerisi halkla ilişkilerdir.”
Bu sözler iki grup arasındaki çıkar çatışmasının en temel argümanını ortaya koyar. Kurumsal iletişim profesyonellerinin gazetecilerle ilişkisini çalıştığı kurumun lehine bir bilginin kamuoyu ile paylaşılması hedefi üzerine inşa ederken toplumun doğru bilgi edinme hakkını da gözetmeleri önemlidir.
Bu noktada, halkla ilişkilerin, kurumsal iletişimin manipülasyon ve propaganda aracı olmadığını vurgulamak gerekir. Etik değerlere bağlı bir kurumsal iletişim stratejisi, kurumların toplum nezdindeki güvenilirliğini ve saygınlığını artıracaktır.
KURUMSAL İLETİŞİMİN PUSULASI: ETİK
Etik terimi Yunanca “ethos” yani “töre” sözcüğünden türemiştir. Etik, doğru davranışı, yanlış davranıştan ayırabilmek amacıyla ahlak kavramının doğasını anlamaya çalışır. Kurumsal iletişimde de etik kavramı son derece önemlidir.
Etik, davranışları yönlendiren davranış standartlarını belirler. Herhangi bir mesleğe giren kişi, etik yükümlülükleri üzerine alır. Kişinin tavırları belirli bir standarda uyduğunda da toplum ona güvenir. Etik sorumluluklarını yerine getirmeyenler ise bu güveni suistimal eder.
Kurumsal iletişim süreçlerinde etik; şeffaflık, dürüstlük, hesap verebilirlik ve topluma karşı sorumluluk ilkelerini içerir. Etik değerlere bağlı kurumsal iletişim hem kurumun hem de toplumun çıkarına hizmet eder. Şeffaf, dürüst ve sorumlu iletişim, paydaşlar arasında güven inşa eder ve uzun vadeli ilişkilerin temelini oluşturur.
KANT’IN ÖDEV AHLAKI
Felsefe tarihinin en büyük filozoflarından biri olan Immanuel Kant’ın “ödev ahlakı” tanımının kurumsal iletişim etiği için de yol gösterici olacağını düşünüyorum. Kant, bilgi kuramında olduğu gibi ahlak konusunda da felsefe tarihi açısından önemli yer tutar.
Kant’a göre bir eylemin iyi olabilmesi için ödeve koşulsuz uygun olması gerekir. Burada Kant’ın ahlak anlayışı açısından “ödevden dolayı”, “ödeve uygun” ayrımı ortaya çıkar. Kant’a göre ahlaki bir eylem ödeve biçimsel olarak uyan değil, ödevin kendisinden kaynaklanan eylemdir.
Kant’ın verdiği bakkal örneği kurumsal iletişimde etik yaklaşım için çarpıcı bir metafordur:
Bir bakkalın deneyimsiz müşterisini aldatmaması ödeve uygundur, çok alışverişin yapıldığı yerde zeki tüccar da bunu yapmaz, herkes için değişmez bir fiyat koyar. Böylece herkes ondan alışveriş yapar. Tüccar insanlara dürüstçe hizmet edebilir ancak bu davranışı “ödevden dolayı” ve dürüstlük ilkesinden dolayı yaptığına inanmamız için yeterli değildir; çıkarı öyle gerektirdiği için sırf bencil bir amaçla yapmıştır.
Kurumsal iletişim profesyonelleri için bu anlayış, yalnızca yasal zorunluluklar veya itibar kaygısıyla değil, doğru olduğuna inandıkları için etik davranmaları gerektiği anlamına gelir.
DİJİTAL ÇAĞDA KURUMSAL İLETİŞİM
İnternet ve sosyal medyanın yaygınlaşması, kurumsal iletişim alanında devrim yaratırken, beraberinde yeni etik zorlukları da getirmiştir. Bilginin hızla yayıldığı, şeffaflığın arttığı ve tüketicilerin daha bilinçli hâle geldiği bu dönemde, kurumlar için etik ilkelere bağlılık, bir seçenek olmaktan çıkıp zorunluluk hâline gelmiştir.
Warren Buffett, “İtibar kazanmak yirmi yıl sürer, kaybetmek beş dakika!” sözüyle inşa edilen itibarın çok kolay yıkılabileceğine dikkat çeker.
KURUMSAL İLETİŞİMİN GELECEĞİ: ETİK
Sonuç olarak, kurumsal iletişim ve etik, birbirinden ayrı düşünülemeyecek iki kavramdır. Kurumsal iletişim, stratejik bir yönetim aracıdır ve uygulamalar etik değerlere dayanmalıdır. Etik değerlere bağlı bir kurumsal iletişim stratejisi, sadece kurumun itibarını korumakla kalmaz, aynı zamanda kurumun uzun vadeli başarısını garanti altına alır. Bu bilinçle hareket eden kurumlar, sadece bugün değil, gelecekte de saygın konumlarını sürdürecektir.