Tayfun Küçükoğlu: Sektörümüz 2025’te de ihracat pazarlarında büyümesini sürdürecektir

İnşaat Dünyası Dergisi Ocak-Şubat 2025 sayısında Ayın Konuğu olarak Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Kücükoğlu’nu ağırladı. Küçükoğlu, “Türkiye İMSAD olarak, 2025 yılında da sektörümüzün gelişimine en iyi şekilde katkı sunmak için faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Bu amaçla, ihracat pazarlarındaki rekabet gücümüzü korumaya, pazarlarımızı genişletmeye, sektörümüzün yüksek potansiyelini yansıtmaya ve ülkemize olan katkımızı artırmaya yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz. Gündemimizde yer alan sürdürülebilirlik, enerji verimliliği, dijitalleşme,BIM, kentsel dönüşüm, kentsel ve endüstriyel yenileme gibi konulara dair de yoğun mesai yapacağız” dedi.
2024 inşaat malzemesi sektörü genelinde ve Türkiye İMSAD özelinde nasıl geçti? Bir önceki yıl ile karşılaştırmalı değerlendirmeniz nasıl olur?
2024 yılında sektörümüzü ve ülkemizi büyük ölçüde etkileyen çeşitli gelişmelere tanık olduk. Bölgesel savaşlar, enflasyon, döviz kurlarındaki dalgalanmalar, maliyet artışları, enerji fiyatlarının yükselmesi gibi çeşitli parametreler özellikle küresel faaliyetlerimizde önemli rol oynadı. Öte yandan, Türkiye ekonomisinin rasyonel zemine dönüşü hem inşaat sektörü hem de inşaat malzemesi sanayimiz için büyüme potansiyeli oluşturdu. Bu noktada, yüksek kalitedeki büyük üretim kapasitemiz ile hem ülkemizin ihtiyaçlarının karşılanmasını sağladık hem de ihracat faaliyetlerimiz sonucunda ekonomiye de önemli destek sunduk.
2023 yılını, 102 milyar doları iç pazar ve 29 milyar doları ihracat olmak üzere toplamda 130 milyar doları aşan bir hacimle tamamladık. 2024 yılı çıktılarımızın sonuncunda ise toplam hacmimizin 140 milyar dolara ulaşacağını ön görüyoruz.
Türkiye İMSAD içinse 2024 yılı özel bir yıl oldu. Sosyal sorumluluk şuuru ile kurulmuş, sektörümüzün öncü ve çatı derneği olarak bu sene 40. yılımızı kutladık. Ayrıca, daha önceki yıllarda olduğu gibi 2024 yılında da hem iç pazardaki gelişmeleri yakından izledik hem de ihracattaki başarımızı artırarak sürdürmek için hedefimizdeki dış pazarları yakından takip ettik. Dernek olarak yol haritamızda yer alan çalışmaları komite faaliyetlerimizle sürdürdük. Mevcut projelerimizin çalışmalarına devam ettik.
Yapı kimyasalları sektöründeki ürünlerin mevzuata uygunluğunun kontrolü ve belgelendirme kaynaklı haksız rekabet unsurlarının önlenmesi amacıyla başlattığımız “İMKTS- İnşaat Malzemeleri Kalite Takip Sistemi”nin geldiği aşamayı ve ayrıntılarını da bu yıl kamuoyu ile paylaştık.

SEKTÖRÜMÜZÜN BAĞIMSIZLIĞI ÜLKE AÇISINDAN STRATEJİK ÖNEMDE
2025’te inşaat malzemesi sektörünün önündeki en büyük zorluklar nelerdir?
2024 yılında yeni kutuplaşma eğilimleri, ticaret savaşları, emtia milliyetçiliği, ekonomik güçlerin diğer ülkeler üstünde yarattığı etkilerin daha da derinleşmesi, yıllar önce gündemimizden kalkan kendi kendine yeten ülke olabilme kavramını yeniden ortaya koydu. Yani ülkelerin bağımlılıkları, bağımsızlık ve gelişim yolunda daha kritik bir engel olma potansiyeline sahip oldu. Bu sebeple, sektörümüzün bağımsız olması ve ülke gelişimine katkı yapması, ülkemiz açısından stratejik ve kritik önem taşıyor.
Ülkemizde de bu süreçte ivedilikle çözmesi gereken konular öne çıktı. Nüfus artışıyla birlikte gelişen yeni şehirleşme arzı, deprem bölgemizin ihtiyaçları, ülkemizin genelinin depreme karşı güvenli hale getirilmesi için sistemli kentsel dönüşüm faaliyetleri ve iklim değişikliğine uyumlu, enerjide verimlilik sağlayacak konut yapımı bu konular arasında yer alıyor.
Bu sorunların çözümü noktasında inşaat malzemesi sanayimiz hem deprem bölgesinin yeniden imarı için hem de kentsel dönüşüm için ihtiyaç duyulan malzemeleri, tüm kategorilerde kapasite ve nitelik açısından üretebileceğini kanıtladı.
İNŞAAT MALZEMESİ SANAYİ ALTI TEMEL ETKİ ALTINDA GELİŞİYOR

Önümüzdeki dönemde kentsel dönüşüm ve deprem hazırlıkları inşaat malzemeleri sektörünü nasıl etkileyecek? Bu konuda üreticilere Türkiye İMSAD olarak tavsiyeleriniz nelerdir?
İnşaat malzemesi sanayimizin altı temel etki altında geliştiğini görüyoruz. Bunları; kentsel dönüşüm, yeni konut üretimi, deprem bölgesi ihtiyaçları, altyapı yatırımları, yenileme ve renovasyon ihtiyaçları ve ihracat faaliyetleri olarak sıralayabiliriz. Yerel seçimler öncesinde başlayan kentsel dönüşüm hareketliliği, alınan yapı izinlerindeki ve deprem bölgesindeki inşaat faaliyetlerindeki artış, inşaat malzemesi sanayimiz üzerinde etkisini gösterdi.
2025 yılında hem deprem bölgesindeki ihtiyaçların hem de kentsel dönüşüm faaliyetlerinin sektörümüzde büyüme potansiyeli oluşturacağını ön görüyoruz.
DEPREM KORKUSUNU DEĞİL DEPREM BİLİNCİNİ GELİŞTİRMELİYİZ
Kentsel dönüşüm ve deprem hazırlıkları bağlamında inşaat malzemesi sektöründe düzenleyici değişiklikler veya yasal mevzuat hakkında ne gibi gelişmeler yaşanıyor? Kısaca bilgi verir misiniz?
Ülkemizin inşaat malzemesi sanayicileri olarak çağdaş, konforlu ve güvenli binaların üretilebilmesi için tüm imkanlara sahibiz. Bizim ülkece ihtiyacımız olan şey bilincimizi geliştirmek. Biliyoruz ki depremlerden korkarak kurtulamayız. Depremler ülkemizin bir gerçeği. Bu gerçeklik de bizlere önemli görev ve sorumluluklar yüklüyor. Öncelikle 7’den 70’e toplum olarak deprem korkusunu değil deprem bilincini geliştirmemiz gerekiyor. Deprem riskine karşı hazırlıklı olmak asla erteleyemeyeceğimiz bir durum ve sorumluluk. Depremlere karşı hazırlıklı olabilmenin yolu da topyekûn bir seferliğe girişmemizden geçiyor.
Şehirlerimizi, yaşam alanlarımızı depreme dirençli hale getirmeliyiz. Halkımızın deprem güvenliği bilincine kavuşmasını sağlamak için en az üç yıllık istikrarlı, kararlı ve kapsayıcı bir seferberliğe ihtiyacımız olduğu kanaatindeyiz. Söz konusu seferberlikte ekonomik beklenti ve hedeflerin uzağında, sosyal sorumluluk şuuru ile toplumumuzda deprem güvenliği bilincini oluşturabiliriz. Ufak maliyetlerle büyük sonuçlar almamız mümkün. Bu konuda Türkiye İMSAD olarak tüm taraflarla iş birliğine ve üzerimize düşen sorumluluğu almaya hazırız.
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KRİTİK NOKTALAR
Diğer yandan depremin nerede ve ne büyüklükte olacağını tartışırken depremin yıkıcı etkisini azaltmanın yollarını da bir an önce hayata geçirmemiz gerekiyor. Önemli olan deprem gerçeğine uyum sağlayabilmek, deprem riskiyle yaşamanın gereklerini yerine getirmek. Bu kapsamda şehirlerimizde gerçekleştirilen kentsel dönüşüm süreçlerinde dikkat edilmesi gereken birçok kritik nokta bulunuyor.
Depreme dayanıklı binalar inşa ederken yapıların sürdürülebilirlik odaklı olması da büyük önem taşıyor. Enerji verimliliği, yalıtım ve çevre dostu binalar gibi unsurların göz önünde bulundurulması, şehirlerimizin geleceği için önemli bir rol oynuyor.
Enerji verimliliği tarafından baktığımızda ülkemizde mevcut binalarda enerji verimliliğinin hızla yaygınlaşması gerektiğinin altını her platformda çiziyoruz. Çünkü küresel iklim krizi, enerji kaynaklarımızın sürdürülebilir olması için şehirlerimizde verimliliği zorunlu kılıyor. Yaşadığımız binalarda enerji tüketimini azaltarak gelecek nesillere daha sağlıklı, yaşam kalitesi daha yüksek şehirler bırakmak adına enerjiyi verimli kullanmak mecburiyetindeyiz. Hem günümüzün hem de geleceğin şehirlerinde enerji, su, atık ve zaman verimliliği en kritik konular arasında yer alıyor. Çevreyi korumaya yönelik tedbirler, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmemizde önemli rol oynuyor.

SANAYİ TESİSLERİ VE BİNALARDA ENERJİ VERİMLİLİĞİNİN ÖNEMİ
Yüksek gibi görünen yatırım maliyetini kısa sürede karşılayan enerji verimliliği uygulamalarıyla, sanayi tesislerimizde ve binalarımızda uzun yıllar enerji savurganlığını önlemek elimizde. Bugün teknolojik imkanlarımız ve üretim kapasitemizle, Avrupa’da öne çıkan sıfır enerjili binaların ötesinde, değil enerji tüketen, enerji üreten binalar dahi yapabiliriz.
Hem yenilenebilir enerji kaynaklarımız hem de bunları projelendirme imkanlarımızla gereken yeteneklere sahibiz. Kaynaklarımızı ihtiyacımız doğrultusunda en verimli şekilde kullanabilmek adına geç kalmadan gerekli hamleleri yapacağımıza inanıyorum.
AVRUPA BİRLİĞİ YEŞİL DÖNÜŞÜMÜ YASAL BOYUTA TAŞIDI
Sürdürülebilir ve çevre dostu malzeme üretiminde ülke olarak hangi aşamadayız? Avrupa Yeşil Mutabakatı yakın dönemde en çok hangi inşaat malzemeleri sektörünü etkileyecek?
İnşaat malzemesi sanayisinde sürdürülebilirlik odaklı AR-GE ve inovasyon alanında sera gazı emisyonun azaltılması, enerji verimliliğinde artış ve döngüsel malzeme kullanımı oldukça önemli yer tutuyor. İçinde bulunduğumuz süreçte, özellikle geleceğimizi, üretimimizi, ticaretimizi şekillendirecek uzun vadeli planlar, uluslararası seviyede devreye alınmaya başlandı.
En kapsamlı uluslararası planların başında Yeşil Mutabakat geliyor. Bu adım ile Avrupa Birliği yeşil dönüşümü yasal bir boyuta taşıdı. Uluslararası arenada meydana gelen değişim ve dönüşüm karşısında, ülkemizin kalkınma hedefleri doğrultusunda sürdürülebilir ve kaynak-etkin bir ekonomiye geçişini destekleyecek çalışmalar gerek kamu tarafında ilgili Bakanlıklarımız düzeyinde, gerekse sivil toplum kuruluşları tarafından ciddiyetle sürdürülüyor. Bu amaçla atılan her adımı, ülkemizin küresel tedarik zincirlerindeki konumunun güçlendirilmesi ve yeşil yatırımların ülkemize çekilmesi bakımından çok önemli görüyor, ilgiyle izliyor, sektörümüzün uyum sağlaması için gayret gösteriyoruz.
Yeşil Mutabakat’ın kapsadığı enerji, sanayi, ulaşım ve binalarda enerji verimliliğine yönelik önlemler, Avrupa Birliği ile ticaret yapan tüm ülkeleri de direkt ilgilendiriyor. Sınırda karbon düzenlemesi uygulaması çimento, demir-çelik, alüminyum, gübre ve enerji sanayilerinde ilk aşamada 2026’dan itibaren başlayacak. 2026 yılına kadar olan süreci bir fırsat olarak gören sektörümüz, bu doğrultuda çimento, demir-çelik, alüminyum sektörleri kapsamında çalışmalarına başladı. Kamu kurumları, sektör temsilcilerimiz ve akademisyenler bu konuya yönelik ortak çalışmalar yürütüyorlar, eylem planlarını hazırlıyorlar.
Biz de Türkiye İMSAD olarak Yeşil Mutabakat’a geçiş sürecinde inşaat malzemesi sektörüne yol gösterici olacak bir rehber dokümanı, “İnşaat Malzemeleri Sanayisinin Yeşil Mutabakata Uyumu: Yeşil Dönüşüm için AR-GE ve İnovasyon Rehberi”ni tamamladık. Bu rehber, Avrupa Yeşil Mutabakatı’na ve Sınırda Karbon Düzenlemesi’ne uyum sürecinde firmaların iyi uygulama örneklerini de içinde barındırması dolayısıyla oldukça öneme sahip. Kıymetli bir ekip tarafından tamamlanan rehber doküman, sektörümüzde büyük etki ve değer yarattı. Rehber dokümanımız, sürdürülebilir ve iklim-nötr hale geçiş, sürdürülebilir üretimin göstergeleri ve ölçümü, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin de aralarında bulunduğu birçok konu içeriyor.
İnşaat malzemesi sanayicileri olarak, üretim aşamalarında malzemelerin kullanımının tüm yaşam döngüsü boyunca oluşturduğu çevresel etkileri dikkate alarak ve teknolojik gelişmelerden faydalanarak hareket ediyoruz.
Bugün artık, döngüsel ekonomi prensiplerini birleştirerek endüstriyel atıkların geri dönüştürülmesiyle bile inşaat malzemesi üretilebildiğini görüyoruz.
İNOVATİF ÜRÜNLER İLE SAĞLIKLI VE DOĞAYA DOST ŞEHİRLER
Teknolojinin olanaklarından faydalanarak, geleceğin yaşam kalitesi yüksek, güvenli, sürdürülebilir, ekonomik potansiyelini kullanabilen şehirler oluşturabiliriz. Akıllı kentler ve çevre dostu binalara eğilimin hız kazandığı bu süreçte, Türkiye İMSAD olarak sorumluluğumuzun daha da arttığının bilinciyle hareket ediyor, ülkemizdeki sürdürülebilir malzeme ihtiyacının karşılanması için karbon ayak izi düşük, inovatif ürünler geliştirerek daha sağlıklı ve doğayla dost şehirlerin inşası için çalışıyoruz.
AB Resmî Gazetesi 18 Aralık 2024’te revize edilmiş Yapı Malzemeleri Yönetmeliğini yayımladı. Bu revizyon, Avrupa Komisyonu tarafından 2022’de duyurulan daha geniş bir girişim paketinin parçası olarak 2011’den beri var olan mevzuatı güncellemiş oldu. Yönetmelikte revize edilen bölümlerdeki konular ve belirlenen önlemler Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Döngüsel Ekonomi Eylem Planı’nın da bir parçası.
Avrupa Birliği’nin iklim nötrlüğüne ulaşma ve döngüsel ekonomiyi daha ileri seviyeye taşıma hedefleri göz önüne alındığında, binaların verimliliğini ve inşaat malzemelerinin sürdürülebilirliğini artırmak çok önemli ve öncelikli bir konuma geldi. İnşaat malzemelerinin daha dayanıklı, geri dönüştürülebilir, onarılabilir ve yeniden üretim kolaylığı ile tasarlanması ve üretilmesi amacıyla yönetmelik revize edildi.
Biz de Türkiye İMSAD olarak AB mevzuatındaki bu değişiklikleri yakından takip ediyor ve üyelerimizi bilgilendiriyoruz.

TÜRKİYE İMSAD DÖNGÜSEL EKONOMİ YAKLAŞIMINI BENİMSİYOR
İnşaat malzemeleri sektörünün önümüzdeki 5 yıl içinde nasıl bir evrim geçireceğini düşünüyorsunuz? Yeni girişimcilere hangi tavsiyelerde bulunursunuz?
Geleceğin ülkemiz ve sektörümüz için önemli fırsatlar barındırdığını düşünüyoruz. Türkiye’nin yüzde 70’i deprem riski altında bulunuyor. Bu durum yeni bir şehirleşme ihtiyacını da tüm gerçekliğiyle önümüze koyuyor. Yapılacak çalışmalar neticesinde sadece güvenli konut ihtiyacını karşılamakla kalmayıp aynı zamanda enerji verimliliği yüksek binalar da üretebiliriz.
Ülkemiz 2023 yılında 70 milyar dolar tutarında enerji ithalatı gerçekleştirdi. Bu rakam, Türkiye’nin cari açığının 45 milyar dolar üzerinde kalıyor. Toplam enerjimizin yüzde 33’ünü ise konutlarda kullanıyoruz. Hanelerde tüketilen enerjinin yüzde 80’i ısıtma ve soğutma için harcanıyor. Yeniden yapılanma sürecinde enerji verimli ve çevre dostu binalar üreterek ülkemizin enerji tasarrufu yapmasına ve ekonomik kalkınmasına ciddi oranda katkı sunabiliriz.
Enerji verimli ve çevre dostu binaların üretilmesi için inşaat malzemesi üreticilerine de büyük sorumluluk düşüyor. Üretilen malzemelerin karbon ayak izinin azalması kullanıldıkları binaların karbon ayak izine de olumlu etki ediyor. Üretimdeki bu dönüşüm, döngüsel ekonomiye geçişe de önemli katkı sağlayacaktır.
Türkiye İMSAD olarak, döngüsel ekonomi yaklaşımını benimseyerek, doğal kaynakların korunmasına, enerji tüketiminin düşürülmesiyle çevre üzerindeki olumsuz etkilerin azaltılmasına ve sürdürülebilirliğe ciddi katkı sağlayabileceğimizi düşünüyoruz.
İnşaat malzemesi sektörümüz, önümüzdeki dönemde karbon ayak izi daha düşük ürünler üretmek için döngüsel ekonomi yaklaşımına odaklanacaktır. Girişimcilere de tavsiyemiz çevre dostu ve enerji verimli ürünlere ve üretime yönelmeleridir.
TÜRKİYE İMSAD’IN TOPLAM İHRACAT İÇİNDEKİ PAYI YÜZDE 11,4
Türkiye İMSAD’ın Türkiye pazarı ve 2025 yılı inşaat malzemeleri sektörü ihracat beklentileri nelerdir? Kısa bir değerlendirme yapar mısınız?
2024 yılı verileri henüz resmi olarak açıklanmadı ancak 2023 yılında dünyanın en büyük yedinci inşaat malzemesi ihracatçısı olduk. Türkiye inşaat malzemesi sanayimizin 2023 yılında cari açığa pozitif katkısı ise yüzde 257 oranında gerçekleşti. Sektörümüzün Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki payı da yüzde 11,4 oldu.
Ayrıca sektörümüz hem deprem bölgesinin yeniden imarı hem de kentsel dönüşüm için ihtiyaç duyulan malzemeleri, tüm kategorilerde kapasite ve nitelik açısından üretebileceğini kanıtladı. Bu noktada sektörümüz hem ülkemizin ihtiyaçlarına hem de dünya pazarlarına cevap verecek üretim kapasitesine sahip olduğunu tekrar belirtmemiz gerekir.
Ülkemizin coğrafi konumunun sağladığı avantajlar ve yüksek kaliteli ürünlerimizin ihracat pazarlarında rekabetçi konumumuzu güçlendirmesi neticesinde, sektörümüzün 2025 yılında da büyümesini sürdüreceğini düşüyoruz.
Türkiye İMSAD olarak, 2025 yılında da sektörümüzün gelişimine en iyi şekilde katkı sunmak için faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Bu amaçla, ihracat pazarlarındaki rekabet gücümüzü korumaya, pazarlarımızı genişletmeye, sektörümüzün yüksek potansiyelini yansıtmaya ve ülkemize olan katkımızı artırmaya yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz. Gündemimizde yer alan sürdürülebilirlik, enerji verimliliği, dijitalleşme, BIM, kentsel dönüşüm, kentsel ve endüstriyel yenileme gibi konulara dair de yoğun mesai yapacağız.
TÜRKİYE İMSAD AR-GE KOMİTESİ’NİN FAALİYETLERİ
İnşaat malzemeleri konusunda inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarında Türkiye İMSAD üyelerine hangi avantaj ve olanakları sağlıyor? Bilgi verir misiniz?
Yüksek dayanıklılık, enerji verimliliği ve çevresel etkiler açısından daha uygun çözümler sunan araştırmalar, sektörümüzde dönüşümü hızlandırıyor. Türkiye’nin inşaat malzemesi sanayisindeki AR-GE çalışmaları, uluslararası standartlarda rekabet edebilirliği artırmak adına büyük bir potansiyele sahip. Ancak, daha fazla yatırım ve iş birliği ile bilgi paylaşımını teşvik etmek, sektörümüzün daha da ileriye gitmesini sağlayacaktır. Özellikle akademik kuruluşlar, endüstriyel firmalar ve devlet destekli araştırma enstitüleri arasındaki iş birliği, yenilikçi çözümlerin hızla geliştirilmesine olanak tanıyacaktır. İnşaat sektöründe kullanılan malzemelerin kalitesini, dayanıklılığını ve çevresel etkilerini olumlu yönde etkileyerek hem sektörün büyümesine hem de çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlayacaktır.
2018 yılında kurulan AR-GE Komitemiz, Türkiye İMSAD üyelerinin AR-GE ve Tasarım Merkezleri ile AR-GE departmanlarının sorunlarını belirlemek, kamu ile gereken iş birliklerini geliştirmek, AR-GE merkezlerinde tamamlanan projelerin/ proje konularının envanterini çıkarmak, üniversite-STK-sanayi iş birlikleri geliştirmek, AR-GE merkezlerinin birbirleri ile iletişimini geliştirmek, AR-GE politikaları lobi çalışmaları yapmak ve Sanayi Bakanlığı ile ilişkileri geliştirmek amacıyla çalışmalar yapıyor.
Ana misyonu inovatif yapılı çevre aracılığıyla rekabet gücünü artırmak, toplumsal ihtiyaçları karşılamak ve çevresel zorlukların üstesinden gelmek için yeni AR-GE ve inovasyon stratejileri geliştirmek olan ECTP – Avrupa Teknoloji Platformu’nun da 2023 yılından beri üyesiyiz. Bu platform üyeleri ile ortak olarak yürütülen projelerde aktif olarak yer alıyor, ortağı olduğumuz projelere üye firmalarımızın da katılmasına ön ayak oluyoruz.
“İnşaat Malzemeleri Sanayisinde Yeşil Dönüşüm için Ar-Ge ve İnovasyon Rehberi” çalışmamızla üyelerimize Yeşil Mutabakat’a uyum sürecinde kılavuz oluyoruz. Öte yandan, yapı kimyasalları sektöründeki ürünlerin mevzuata uygunluğunun kontrolü ve belgelendirme kaynaklı haksız rekabet unsurlarının önlenmesi amacıyla başlattığımız “İMKTS- İnşaat Malzemeleri Kalite Takip Sistemi”yle de sektörün kalitesini ve rekabet avantajını yükseltiyoruz.

ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE ÖNCELİK DÖNGÜSEL EKONOMİ
Son olarak geleceğe yönelik hangi mesajı vermek istersiniz?
Geleneksel üretim modelleriyle dünya kaynaklarının ihtiyaçlarımızı karşılamaya yetmeyeceğini belirgin şekilde gözlemliyoruz. Tehlikenin farkında olarak, inşaat sektöründe ve inşaat malzemesi sanayisinde sürdürülebilirliğin rotası olarak nitelendirdiğimiz döngüsel ekonomi yaklaşımına odaklanıyoruz. Bu yaklaşım, doğal kaynakların korunmasına, enerji tüketiminin düşürülmesine ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerin azaltılmasına ciddi katkı sağlıyor. Dolayısıyla, döngüsel ekonomi önümüzdeki dönemde en önemli önceliklerimizden biri olacak.
Bu noktada önemli bir tecrübe birikimine de sahibiz. Türkiye İMSAD olarak 2007 yılından bu yana Avrupa Komisyonu’nun fonladığı projelere liderlik ediyor veya ortak olarak yer alıyoruz. 2025 yılında da bu kapsamda devam eden “CORNET – INDUForm-TRC: Tekstil Donatılı Esnek Şekil Verilebilir Beton Elemanların Endüstriyel Üretimi” ve “CircularB – Yapılı Çevrede Döngüsel Ekonominin Uygulanması” projelerinin faaliyetlerine devam ederken 2024 yılı sonunda sözleşmesi imzalanan yeni projemiz United Circles faaliyetlerini de hayata geçireceğiz.