Pınar Gürler: Enerji dönüşümünde çevre dostu ve enerji verimli ısı pompaları stratejik öneme sahip bir teknoloji

İnşaat Dünyası Dergisi Mayıs – Haziran sayısında “Ayın Konuğu” bölümünde İSKİD – DOSİDER Isı Pompaları Komisyonu Başkanı Pınar Gürler’i ağırladı. Gürler, “Isı pompaları, ilk yatırım maliyeti farklılık gösterse de doğru projelendirme ve uygulamayla kısa sürede kendini amorti eden, çevreye duyarlı, karbon salımı olmayan ve sessiz çalışan sistemlerdir. Türkiye’nin farklı iklim koşulları ve sektör ihtiyaçları düşünüldüğünde, ısı pompaları enerji dönüşüm sürecinde stratejik öneme sahip bir teknoloji olarak öne çıkmaktadır. Türkiye’de ısı pompasının yaygınlaşması için teşvik mekanizması geliştirilmeli, farkındalık artırılmalı ve yerli üretim desteklenmeli” dedi.
İSKİD-DOSİDER Isı Pompası Komisyonu Başkanı seçildiniz. Isı pompası ve uygulamaları konusuna gelmeden önce Pınar Gürler’in İSKİD’teki görev ve sorumluluklarından okuyucularımıza bahsedebilir misiniz?
Makina mühendisi olarak 22 yıldır iklimlendirme sektöründe aktif şekilde çalışıyorum. Bu süreçte, hem görev aldığım firmanın ürün portföyü hem de kişisel ilgim nedeniyle özellikle ısı pompaları alanına odaklandım. Isı pompalarıyla ilgili çok sayıda projede yer alma fırsatım oldu ve her biri bana bu teknolojinin potansiyelini daha yakından tanıma imkânı sundu.
Isı pompalarının farklı uygulama türleri, çeşitliliği ve yüksek enerji verimliliği açısından taşıdığı potansiyel, bu alanda daha derinlemesine çalışmamı sağladı. Bu doğrultuda, 2019 yılında İSKİD (İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği) Isı Pompası Komisyonu’nda Başkan Yardımcılığı görevini üstlenerek sektörel çalışmaların içinde aktif rol almaya başladım.

İSKİD-DOSİDER ISI POMPASI KOMİSYONU BAŞKANLIĞINI YÜRÜTÜYORUM
Komisyon çalışmalarımız süresince, ısı pompalarının tanıtımı, teknik gelişimi ve yaygınlaştırılması yönünde birçok faaliyete katkı sundum. Sektör profesyonelleriyle bilgi paylaşımı yaptık, eğitimler düzenledik, teknik raporlar hazırladık. 2024 yılı itibarıyla İSKİD-DOSİDER Isı Pompası Komisyonu Başkanı olarak görevime devam ediyorum.
Komisyon olarak temel amacımız, bu verimli ve çevreci teknolojinin Türkiye’de daha fazla yaygınlaşmasına katkı sağlamak. Bu doğrultuda, mevzuat önerilerinden kamuoyu bilgilendirme çalışmalarına, eğitimlerden teknik raporlara kadar geniş kapsamlı faaliyetler yürütüyoruz. Gerek akademiyle gerekse sektörün tüm paydaşlarıyla iş birliği içinde ilerleyerek ısı pompalarının geleceğine yön vermeye çalışıyoruz.
Bu görev Türkiye’nin sürdürülebilir enerji dönüşümüne katkı sunmak adına güzel bir sorumluluk ve benim için çok kıymetli.
AMAÇ ISI POMPASI TEKNOLOJİLERİNE YÖNELİK ÇALIŞMALARI ETKİN VE KOORDİNELİ YÜRÜTMEK
İklimlendirme sektörünün iki güzide derneği İSKİD ve DOSİDER, ısı pompası konusunda neden iş birliği yapma gereği duydu?
İSKİD, İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği olarak sektörde özellikle iklimlendirme ve soğutma teknolojilerine odaklanırken; DOSİDER de Isıtma Cihazları Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği olarak doğalgazlı ısıtma sistemleri ve alternatif ısıtma teknolojileri üzerine yoğunlaşıyor. Her iki derneğin üyeleri de aslında ısı pompası alanında üretimden uygulamaya kadar aktif roller üstleniyor.
Dernekler bünyesinde ısı pompaları sistemleri özelinde ayrı ayrı yürütülen komisyon çalışmalarını birleştirerek İSKİD – DOSİDER Isı Pompası Komisyonu adı altında ortak bir komisyon oluşturduk. Bu karar, iki derneğin de faaliyet alanında yer alan ve giderek daha fazla önem kazanan ısı pompası teknolojilerine yönelik çalışmaların daha etkin ve koordineli şekilde yürütülmesi amacıyla alındı.
Isı pompalarının konut, ticari ve endüstriyel uygulamalarda yaygınlaşmasını sağlamak, sektörde bir sinerji oluşturmak, pazarın sağlıklı bir şekilde büyüyebilmesi için bu alanlarda da güçlü bir ekip ve bilgi birikimi gerektiriyor, bu birliktelik, bu anlamda bize büyük avantaj sağlıyor.

İSKİD – DOSİDER İŞ BİRLİĞİNİN ÖNEMLİ BİR SEBEBİ DE AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI
Bu iş birliğinin önemli bir sebebi de Avrupa Yeşil Mutabakatı süreci. Birçok Avrupa ülkesinde klasik ısıtma sistemlerinden ısı pompalarına geçiş artık sadece teknolojik bir tercih değil, stratejik bir zorunluluk haline geldi. Bu geçiş süreci Türkiye’de de başladı ve ısı pompalarına olan talep her geçen gün git gide artmakta.
Bir diğer önemli nokta ise, mevzuatlar ve yasal düzenlemeler süreçlerinde etkili bir paydaş olabilmek. Isı pompalarına yönelik standartlar, yönetmelikler ve teşvik mekanizmaları gibi düzenlemeler konusunda çalışmalar hızla gelişiyor. Bu noktada, sektör olarak tek bir sesle konuşmak, kamu kurumlarına daha güçlü ve koordineli katkı sunmak büyük önem taşıyor. Bu süreçlere aktif şekilde dahil olmak hem doğru yönlendirmelerin yapılmasını hem de sağlıklı bir bilgi akışının sağlanmasını mümkün kılıyor. Böylece, sektörün ihtiyaçlarını ve gerçeklerini yansıtan, uygulanabilir ve sürdürülebilir politikaların oluşturulmasına katkı sağlanabilir.
HEM İSKİD HEM DE DOSİDER AVRUPA’DAKİ ÖNEMLİ SEKTÖR DERNEKLERİNE ÜYE
Isı pompası teknolojilerindeki gelişmeleri yalnızca yerel düzeyde değil, uluslararası alanda da yakından takip etmenin büyük önem taşıdığına inanıyoruz. Avrupa’daki teknik, mevzuatsal ve pazar dinamiklerini daha iyi izleyebilmek, bu süreçlerde aktif rol alabilmek ve güncel bilgileri üyelerimizle doğrudan paylaşabilmek amacıyla, ISKİD olarak 2023’te Avrupa Isı Pompası Birliği (EHPA) üyeliğimizi gerçekleştirdik. Benzer şekilde, DOSİDER’in de Avrupa Isıtma Endüstrisi Birliği’ne (EHI) üyeliği bulunmakta. Bu sayede Avrupa’daki pazar büyüklüğü, güncel trendler, mevzuatsal ve stratejik gelişmeleri yakından takip edebiliyor, uluslararası pazarları daha sağlıklı bir şekilde değerlendirme fırsatı buluyoruz.
Kısacası, İSKİD ve DOSİDER’in ısı pompası komisyonlarının birleşimi, Sektörün teknik, yasal ve stratejik düzeyde daha güçlü bir konum elde etmesini sağlamak adına atılmış önemli ve zamanlaması son derece doğru bir adımdır. Bu iş birliği sayesinde ortak hareket edilmesi, hem ısı pompası pazarının doğru ve bilinçli büyümesine katkı sağlayacak hem de Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesindeki gelişmelere uyum sürecini hızlandıracaktır.
ISI POMPASI KOMİSYONU’NUN DÖRT ALT ÇALIŞMA GRUBU VAR
Isı Pompası Komisyonu çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?
İSKİD-DOSİDER Isı Pompası Komisyonu, ısı pompası alanında çalışan 30’dan fazla firma ve bu firmalardan katılan 50’nin üzerinde uzman temsilcisiyle oldukça güçlü ve dinamik yapıya sahip bir komisyon. Komisyon çalışmalarını daha sistematik ve verimli kılabilmek için, komisyonumuz bünyesinde dört alt çalışma grubu oluşturduk. Her grup kendi başkanlığı altında ilgili konulara odaklanıyor ve düzenli olarak yaptıkları çalışmaları aylık komisyon toplantılarında tüm komisyona aktarıyorlar, hep birlikte konuları ve süreçleri değerlendiriyoruz.

Dokümantasyon ve İletişim Çalışma Grubu:
Isı pompası teknolojisinin doğru şekilde anlatılması için teknik makalelerden broşürlere, tanıtım videolarından infografiklere, web sayfasına kadar birçok farklı içerikler üretiyor. Ve aynı zamanda iletişim tarafında da ısı pompası ile ilgili konuların geliştirilmesi için diğer derneklerle olan iş birliklerini de yürütüyor. Çok yakın zamanda tamamlanmak üzere olan ve kısa 2-3 dakikalık videolardan oluşan uzmanların cevapladığı bir seri olacak. Sosyal medya ve diğer iletişim kanaları üzerinden paylaşılacak, izlenilmesini öneriyorum.
Seminer ve Eğitim Çalışma Grubu:
Bu grup; kamu kurumları, mühendislik öğrencileri, meslek odaları ve STK’larla iş birliği yaparak, ısı pompası sistemlerini tanıtmak ve sektörle ilgili farkındalık yaratmak amacıyla seminerler, webinarlar ve teknik sunumlar düzenliyor.
Mevzuat ve Kamu İlişkileri Çalışma Grubu:
Bu ekip, sektörümüzün regülasyonlara katkı sunabilmesi ve karar alma mekanizmalarında söz sahibi olabilmesi için kamu kurumlarıyla doğrudan temas halinde. Isı pompalarının teşvik kapsamına alınması, yeni yapılarda kullanımının desteklenmesi, elektrik ve doğalgaz fiyat politikalarının dengelenmesi gibi başlıklarda aktif çalışmalar yürütüyorlar. TSE, EPDK ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı gibi kurumlarla da doğrudan temaslarımız sürüyor.
Ar-Ge ve Isı Pompası Gelişmeleri Çalışma Grubu:
Özellikle ısı pompası konusunda komponent üreten ve tedariğini yapan temsilcilerin olduğu bir grup. Hem Türkiye’deki hem de Avrupa’daki teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyor. Yeni nesil ısı pompası sistemlerinden enerji verimliliği optimizasyonlarına kadar pek çok teknik konuda sektöre rehberlik ediyor.
ISI POMPASI KOMİSYONU AKTİF ÇALIŞMALAR İLE SEKTÖRÜ BİLİNÇLENDİRİYOR
Isı Pompası Komisyonu olarak oldukça aktif çalışan bir komisyon olduğumuzu söyleyebilirim. İzmir ve Bursa’da gerçekleştirdiğimiz “Mimar, Tasarımcı ve Uzman Gözüyle Isı Pompası Sistemleri” başlıklı konferanslarımız oldukça ilgi gördü ve farklı disiplinlerden gelen profesyonelleri bir araya getirme açısından çok kıymetliydi.
5 Mayıs 2025’te İstanbul’da gerçekleşen İSKİD İklimlendirme Zirvesi’nin üçüncü oturumunda gerçekleştirdiğimiz “Isı Pompası Sistemlerine Bütünsel Yaklaşım” paneli çok büyük ilgi gördü. EHPA’dan, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’ndan, SHURA’dan ve sektörün önde gelen Mekanik tasarımcısının konuşmacı olduğu yani Farklı perspektiflerden gelen katkılarla oldukça verimli bir oturum oldu.
Ayrıca komisyon olarak sunduğumuz teknik bildiriler ve görüşler oluyor. Yakın zamanda bir rehber üzerinde çalışmaya başlayacağız. Bu rehber, konut ve ticari sistemlerde ısı pompası seçimini, tesisat tarafını, devreye almayı ve bakım süreçlerini kapsayan kullanışlı bir kaynak olacak.
Kısacası İSKİD-DOSİDER Isı Pompası Komisyonu olarak hem sektörümüzün gelişimine hem de doğru bilgilendirilmesine katkı sağlamaya kararlılıkla devam ediyoruz.

ISI POMPASI ÇEVRE DOSTU VE ENERJİ VERİMLİ BİR TEKNOLOJİ
Isı pompası ve uygulamalarını en basit şekli ile nasıl tanımlarsınız? Isı pompalarını doğalgaz ve diğer enerji kaynaklarından ayıran en önemli özellikler nelerdir?
Isı pompasının tanımı aslında çok geniş, kaynağına göre ve enerjiyi aktardığı ortama göre birçok ısı pompası türü var, yine de en basit tanımıyla çevrede doğal olarak bulunan (hava, su ya da toprak gibi kaynaklardan) enerjiyi alıp, elektrik enerjisi ile de destekleyerek başka bir ortama taşıyan, ısıtma, soğutma ve sıcak su üretimi sağlayan çevre dostu ve enerji verimli bir teknoloji diyebiliriz.
Verimlilik açısından bakarsak; iyi tasarlanmış bir ısı pompası sistemi, tükettiği 1 birim elektrik enerjisine karşılık doğadan ortalama 3 ila 6 birime kadar ısı enerjisi sağlayabilir, diğer bir ifadeyle, %300-600’e varan bir verimlilikle çalışır. Bu yüksek verimlilik değerleri hem enerji tasarrufu hem de işletme maliyetleri açısından ısı pompalarını avantajlı hale getirmektedir.
DOĞALGAZDAN FARKI ENERJİYİ “ÜRETEREK” DEĞİL, “TAŞIYARAK” ISITMASIDIR
Isı pompalarının doğalgaz gibi klasik ısıtma sistemlerinden en önemli farkı, enerjiyi “üreterek” değil, “taşıyarak” ısı sağlamalarıdır. Bu sayede çok daha yüksek enerji verimliliğine ulaşırlar. Isı pompaları doğrudan yanma işlemi gerçekleştirmediğinden, yerinde karbon salımı yapmaz ve iç hava kalitesini olumsuz etkilemez. Bu özellikleriyle hem çevre dostu hem de ekonomik bir ısıtma çözümüdür.
Fosil yakıtlar petrol ve petrol ürünleri, doğalgaz, kömür ciddi ve tehlikeli boyutlarda çevre sorunlarına neden oluyor. Ayrıca bu kaynakların rezervleri sınırlı miktardadır.
Doğalgaz büyük ölçüde ithal edilen, fosil temelli bir yakıttır ve fiyatları uluslararası piyasalara bağlı olarak dalgalanır. Isı pompaları ise yenilenebilir kaynakları (hava, toprak, su) kullanarak enerjide dışa bağımlılığı azaltır ve karbon ayak izini düşürme hedeflerine önemli katkı sağlar bu da enerji dönüşüm süreçlerinde ve elektrifikasyona geçişte büyük bir stratejik avantajdır. Isı Pompaları yenilenebilir enerji kaynaklarıyla – örneğin güneş enerjisiyle – entegre edildiğinde, karbon ayak izini sıfıra yakın düzeylere çekmek mümkündür.
Doğalgaz altyapısının olmadığı yerler için ise, ısı pompası en avantajlı ısıtma çözümüdür. Bu tür yerlerde genellikle elektrikli ısıtıcılar, kömür/soba, LPG veya fuel-oil gibi alternatif çözümler kullanılır. LPG ve elektrikli ısıtıcılar ile karşılaştırıldığında ısı pompalarının işletme maliyetleri çok düşüktür. Hatta güncel kömür fiyatları ile karşılaştırma yaptığımızda kömür sobalarının işletme maliyeti ısı pompasından yüksek çıkmaktadır.
HİBRİT ISI POMPALARI, KLASİK ISI SİSTEMLERİ İLE ENTEGRE ÇALIŞIR
Bir de ek olarak hibrit ısı pompaları var, bir yapıdaki ısıtma ve/veya soğutma ihtiyacını karşılamak için ısı pompası ile klasik bir ısıtma sisteminin (genellikle doğalgazın) birlikte çalıştığı entegre sistemler olarak tanımlayabiliriz. Bu sistemler çok soğuk yerler için her iki sistemin avantajlarını bir araya getirerek verimliliği artırmak, enerji maliyetlerini optimize etmek ve kesintisiz konfor sağlamak amacıyla tercih edilir.
Uzun vadede ve sürdürülebilirlik açısından elektrik, özellikle ısı pompası gibi yüksek verimli sistemlerle, çevreci, güvenli ve ekonomik bir alternatif haline gelir. Enerji dönüşümünde hedef elektrifikasyona geçmektir. Bu da ısı pompalarını geleceğin teknolojisi yapmaktadır.
ISI POMPALARI, ISIYI ALDIKLARI KAYNAK VE AKTARDIKLARI ORTAMA GÖRE SINIFLANDIRILIR
Farklı ısı pompası türleri (hava kaynaklı, su kaynaklı, toprak kaynaklı ) arasındaki avantajlar ve dezavantajlar nelerdir?
Isı pompaları, ısıyı aldıkları kaynak ve aktardıkları ortama göre sınıflandırılır. Bu kaynaklar genellikle hava, su ve toprak olarak üçe ayrılır. Her birinin kendine özgü avantajları ve uygulama koşulları bulunuyor. Dolayısıyla doğru sistem seçimi yapılırken hem teknik hem ekonomik açıdan değerlendirme yapmak çok önemli.

Hava Kaynaklı Isı Pompaları:
Doğal enerji kaynakları içinde en kolay erişilebilen olan “hava” kullanır. Ilıman iklimlerde kurulumları kolay, yatırım maliyetleri ise düşüktür. Kapasite aralıkları oldukça geniştir. Villa konut uygulamalarından ticari binalara oldukça yaygın kullanılırlar. Ancak karasal iklime sahip bölgelerde çok soğuk havalarda performansları yani verimlilikleri düşebilir. Bu gibi durumlarda sistemin desteklenmesi için elektrikli ısıtıcı ya da hibrit çözümler gerekebilir.
Su Kaynaklı Isı Pompaları:
Deniz, göl, nehir veya yer altı suyu gibi doğal kaynaklardan ısı alır. Bu kaynaklar yıl boyunca daha sabit sıcaklıklara sahip olduğu için sistem oldukça verimli çalışır. Özellikle nehirler, artezyen kuyular ya da sabit sıcaklıkta kaynak suyu bulunan yerlerde bu sistemlerin performansı çok yüksektir. Bu sistemlerin ilk yatırım maliyetleri genelde ekonomik, geri dönüş süreleri ise oldukça kısadır. Ancak uygulanabilirlik açısından uygun su kaynağına erişim, su kalitesi ve yasal izin süreçleri dikkate alınmalıdır.
Toprak Kaynaklı (Jeotermal) Isı Pompaları:
En yüksek verimliliğe sahip sistemlerdir. Çünkü toprak altı sıcaklığı yıl boyunca sabit kalır ve bu, sistemin yaz-kış dengeli ve yüksek verimle çalışmasını sağlar. Bu sistemlerde, toprak altına yatay ya da düşey borulama yapılarak toprakla ısı alışverişi sağlanır. Geniş arazilerde yatay borulama, sınırlı alanlarda ise derin kuyu (sondaj) uygulamaları tercih edilir. Bu sistemler düşük işletme maliyeti sunar ve uzun ömürlüdür. Ancak ilk yatırım maliyeti yüksektir ve uygulama aşamasında mühendislik bilgisi ve deneyimi gerekir. Doğru tasarım ve uygulama yapılmazsa, beklenen verim alınamayabilir.
Özet olarak, hava kaynaklı sistemler düşük yatırım maliyetleri ve kolay kurulumu ile öne çıkar; su ve toprak kaynaklı sistemler ise uygun koşullar sağlandığında çok daha yüksek verimlilik ve enerji tasarrufu sunar. Sistem seçiminde iklim koşulları, mevcut kaynakların erişilebilirliği, enerji fiyatları ve ilk yatırım bütçesi gibi faktörler mutlaka dikkate alınmalıdır.
ISI POMPALARINDA ENERJİ VERİMLİLİĞİ İÇİN ÜÇ ÖLÇÜMLEME ŞEKLİ VARDIR
Isı pompalarının enerji verimliliği nasıl ölçülür? COP (Performans Katsayısı) nedir ve neden önemlidir? Isı pompalarında kurulum sürecinde hangi teknik detaylara dikkat edilmelidir?
Isı pompalarının enerji verimliliğini anlamak için en temel kavram COP, yani Performans Katsayısıdır. COP, bir ısı pompasının tükettiği 1 birim elektrik enerjisine karşılık ne kadar ısı enerjisi ürettiğini gösterir. Örneğin, COP değeri 4 olan bir sistem, 1 birim elektrik tüketerek 4 birim ısı üretiyor demektir. Bu da oldukça yüksek bir verimlilik anlamına gelir.
Ancak COP değeri, genellikle laboratuvar koşullarında, sabit sıcaklıkta yapılan ölçümlere dayanır. Bu nedenle günlük kullanım koşullarını tam olarak yansıtmayabilir. İşte bu noktada mevsimsel verimlilik kavramları devreye giriyor. SEER (Seasonal Energy Efficiency Ratio) ve SCOP (Seasonal Coefficient of Performance) gibi değerler, yıl boyunca değişen dış ortam sıcaklıklarına göre sistemin ortalama performansını gösterir. Bu mevsimsel değerler, gerçek hayattaki performansı çok daha doğru yansıttığı için özellikle son yıllarda daha çok dikkate alınmaktadır.
Bu değerler ayrıca cihazların enerji sınıflandırmalarında da kullanılır. A+++, A++, A+ gibi sınıflar doğrudan SEER ve SCOP’a göre belirlenir. Bir sistemin verimliliğini değerlendirirken SEER ve SCOP gibi mevsimsel performans değerlerine de mutlaka bakmak gerekir. Bu sayede kullanıcı, yıl boyunca ne kadar verimli bir sistem kullandığını daha doğru bir şekilde anlayabilir. Özellikle Türkiye gibi farklı iklimlerin yaşandığı ülkelerde, mevsimsel verimlilik değerleri sistem seçimi açısından oldukça kritik bir rol oynar.
ISI POMPASI SİSTEMLERİNİN PERFORMANSINDA KURULUM SÜRECİ ÇOK ÖNEMLİ
Isı pompası sistemlerinin performansını etkileyen bir diğer önemli unsur ise kurulum sürecidir. Kurulumda yapılacak teknik hatalar, en verimli cihazların bile düşük performansla çalışmasına neden olabilir. Bu nedenle sistem tasarımı ve montaj sürecinde bazı temel teknik detaylara dikkat edilmesi gerekir.
İlk olarak, doğru kapasite seçimi büyük önem taşır. Binanın ısıtma-soğutma ihtiyacı doğru analiz edilmeli ve buna uygun kapasiteye sahip bir ısı pompası tercih edilmelidir. Gereğinden küçük seçilen bir cihaz sürekli çalışarak yüksek enerji tüketimine yol açarken, büyük seçilen cihaz ise gereksiz yere yüksek yatırım maliyetlerine ve sık dur-kalk yaparak sistemin ömrünün kısalmasına neden olabilir.
İkinci olarak, ısı kaynağıyla (hava, toprak, su) olan etkileşim doğru kurgulanmalıdır. Örneğin toprak kaynaklı bir sistemde, boruların yerleştirileceği alanın fiziksel özellikleri ve toprak yapısı detaylı şekilde analiz edilmelidir. Hava kaynaklı sistemlerde ise dış ünitenin yerleşimi, yeterli hava sirkülasyonu sağlayacak şekilde planlanmalı ve donma riski gibi dış etkenlere karşı koruma önlemleri alınmalıdır.
Üçüncü olarak, sistemin diğer bileşenleri olan pompa, vana, genleşme tankı, sensörler ve otomasyon sistemlerinin uyum içinde çalışacak şekilde entegre edilmesi gerekir. Özellikle otomasyon ve kontrol sistemlerinin doğru ayarlanması, enerji verimliliğini artırırken kullanıcıya da konforlu ve sorunsuz bir kullanım deneyimi sunar.
Son olarak, sistemin devreye alınması sırasında yapılan test ve dengeleme işlemleri, uzun vadeli performans açısından hayati öneme sahiptir. Bu aşamada su debileri, sıcaklık farkları, basınç değerleri gibi teknik parametreler detaylı şekilde ölçülmeli ve sistemin optimal koşullarda çalışması sağlanmalıdır.
Özetle, bir ısı pompası sisteminin yüksek verimlilikle çalışabilmesi yalnızca ürünün kalitesine değil, aynı zamanda doğru sistem tasarımına, dikkatli kurulum sürecine ve uygun işletme koşullarına bağlıdır. COP, SCOP gibi göstergeler bu performansın sayısal olarak değerlendirilmesini sağlarken, teknik detaylara gösterilecek özen ise bu değerin sahada sürdürülebilir olmasını mümkün kılar.
ISI POMPASI SİSTEMLERİNDE KURULUM MALİYETİNİN BELİRLENMESİ
Isı pompası kurulum maliyeti nasıl hesaplanmalıdır? Maliyet ne kadar sürede geri kazanılır? Bu çerçevede ısı pompaları bakım maliyetleri ve ömrü hakkında da bilgi verir misiniz?
Isı pompası sistemlerinde kurulum maliyeti, seçilen sistem tipine, ihtiyaç duyulan ve hesaplanan ısıtma soğutma yüklerine, binanın büyüklüğüne, yalıtım kalitesine, bölgesel iklim koşullarına ve kullanılacak ekipmanlara göre değişiklik gösterir. Projenin ihtiyaçlarına göre özel analiz yapılması gerekir.
Sistem türüne bağlı olarak kurulum maliyetleri de değişir. Hava kaynaklı ısı pompaları genellikle daha düşük ilk yatırım gerektirirken, toprak kaynaklı (jeotermal) sistemler daha yüksek maliyetlidir çünkü boruların yer altına döşenmesi için sondaj veya kazı çalışmaları gerekir. Ayrıca kurulumda kullanılan yardımcı ekipmanlar (pompa grupları, kontrol sistemleri, izoleli borular, ısıtma-soğutma dağıtım sistemleri) ve işçilik maliyeti de toplam bütçeyi etkileyen unsurlar arasındadır.
Bu noktada dikkat edilmesi gereken şey, sadece ilk yatırım maliyeti değil, toplam sahip olma maliyetidir. Çünkü düşük işletme giderleri sayesinde, yüksek verimlilikle çalışan bir sistem zamanla kendini amorti eder. Uzun vadede enerji fiyatlarındaki artış ve karbon salımının azaltılmasına yönelik teşvikler, bu geri dönüş süresini olumlu yönde etkilemektedir.
Geri ödeme süresi, kullanılan enerji kaynağı tipine ve yerine geçtiği eski sisteme göre değişir. Örneğin doğalgazın olmadığı bir bölgede elektrikli ısıtma veya LPG yerine ısı pompası tercih edilirse, yatırım kendini 2 yıl gibi kısa sürede amorti edebilir.
ENDÜSTRİYEL VE TİCARİ PROJELERDE YATIRIM MALİYETİ 1 YILDA AMORTİ EDİLEBİLİR
Endüstriyel veya ticari projelerde ise bu süre 1 yıla hatta 1 yılın altına kadar düşebilir. Isı geri kazanımlar, atık ısıların değerlendirilmesi ve bunun gibi birçok faktör devreye girer.
Bir de işletme ve sistemin kullanım süreleri çok önemlidir. Yaz kış devamlı kullanılacak olan bir sistem ile sadece belli dönemlerde kullanılacak bir sistemin geri ödeme süreçleri çok farklıdır.
Bakım maliyetleri açısından baktığımızda ısı pompaları, özellikle klasik kazan sistemlerine göre daha avantajlıdır. Çünkü yanma işlemi olmadığı için kurum tutma, baca temizliği gibi işlemlere gerek kalmaz. Genellikle yıllık periyodik kontroller yeterlidir. Bu kontrollerde ısı eşanjörü temizliği, filtre kontrolleri gibi rutin işlemler yapılır ve bakım maliyeti oldukça makuldür.
Cihazın ömrüne gelince; kaliteli ve doğru uygulanmış bir ısı pompası sistemi ortalama 20 yıl arasında hizmet verebilir. Toprak kaynaklı sistemlerde bu süre 30 yıla kadar çıkabilir. Yani sistem ömrü boyunca enerji tasarrufu sağlayan bir yapıya sahiptir.
Sonuç olarak, doğru projelendirilmiş ve uygun koşullarda uygulanmış bir ısı pompası sistemi, başlangıçta belki biraz daha fazla yatırım gerektirse de düşük bakım giderleri ve çevresel faydaları ile kullanıcılarına kazanç sağlayan sistemlerdir.
TÜRKİYE’NİN COĞRAFİ VE İKLİMSEL ÇEŞİTLİLİĞİ ISI POMPASI SİSTEMLERİ İÇİN ÇOK UYGUN
Türkiye’deki iklimi göz önünde bulundurduğumuzda hangi bölgelerde, sektörlerde ve alanlarda ısı pompası yaygın olarak kullanılabilir?
Isı pompaları, ısıtma, soğutma ve sıcak su üretimi gibi birden fazla işlevi aynı anda sağlayabilen çok yönlü sistemlerdir. Bu özelliği sayesinde konutlardan endüstriyel tesislere, tarım uygulamalarından kamu binalarına kadar çok geniş bir kullanım alanına sahiptir. Türkiye’nin coğrafi ve iklimsel çeşitliliği, ısı pompası uygulamaları açısından hem yüksek verimli çözümler hem de geniş fırsatlar sunmaktadır.
Isı pompası teknolojisinin Türkiye’de doğru anlaşılması, bilinçli şekilde uygulanması ve yaygınlaşması amacıyla ISKİD tarafından hazırlanan Isı Pompaları Referans Kitapçığı, bu alanda öncü bir kaynak niteliğindedir. Kitapçıkta, ülke genelinde farklı tür ve kapasitelerde uygulanmış ısı pompası projeleri teknik detaylarıyla birlikte sunulmaktadır. Son kullanıcılar, mühendisler, mimarlar, yatırımcılar ve akademik çevreler için başvuru kaynağı olan bu kitapçığa ISKİD’in resmi web sitesi üzerinden erişilebilir.
ISI POMPASI SİSTEMLERİNİN KULLANIM ALANLARI
Konut: Isı pompaları bireysel ve toplu konutlarda yüksek verimli ısıtma, soğutma ve sıcak su üretimi sağlar. Özellikle yerden ısıtma sistemleri ile kullanıldığında, enerji tüketiminde büyük oranda tasarruf elde edilir. Hava ve toprak kaynaklı sistemler, villa ve konut projelerinde yaygın olarak uygulanmaktadır.
Ticari Yapılar (AVM, Otel, Ofis): Geniş hacimli kapalı alanların iklimlendirilmesi için ısı pompaları merkezi sistemler halinde ideal çözümler sunar. Isı geri kazanım bu tip aynı anda ısıtma ve soğutmanın ihtiyaç duyulduğu projelerde öne çıkar. Ayrıca havuz ısıtmasında da ısı pompaları geniş bir kullanıma sahiptir.
Otel projelerinde su kaynaklı ve hava kaynaklı ısı pompaları tercih edilmektedir. AVM projelerinde yaygın olarak sudan havaya ısı pompaları kullanılır. Türkiye’de AVM’lerin %70-80’inde su kaynaklı ısı pompası sistemi kullanılmaktadır. Yeraltı suyu bulunan yerlerde örneğin; Antalya, Eskişehir, Adana gibi birçok şehirde yer altı su kaynağı kullanılarak ısı pompası ile AVM’nin sistem çözümü yapılmıştır. Aynı şekilde İstanbul, İzmir, Antalya başta olmak üzere deniz kaynağı veya kuyu suyu kullanılarak ısı pompası ile çözülen çok sayıda otel projesi mevcuttur. Isı pompaları, otellerde aynı anda soğutma yaparken atık ısı ile ücretsiz sıcak su üretimi sağlayarak ciddi maliyet avantajı yaratır. Bu uygulama ile yıllık enerji giderlerinde %60 tasarruf sağlanmaktadır.
Endüstriyel Tesisler: Proses ısıtma ve soğutma ihtiyacının olduğu sanayi tesislerinde ısı pompaları, özellikle atık ısı geri kazanımıyla önemli avantajlar sağlar. Enerji tüketimi düşürülerek doğalgaz kullanımı minimuma indirilebilir. Tekstil, kimya ve gıda sektörlerinde birçok fabrikada uygulanan ısı pompası projeleriyle ciddi enerji verimliliği sağlanmış, yatırım geri dönüş süreleri 1-2 yıl aralığında gerçekleşmiştir.
Tarım ve Hayvancılıkta Isı Pompaları: Seralarda ortam ısıtması, tarım ürünlerinin kurutulması ve hayvan barınaklarında sıcaklık kontrolü gibi uygulamalarda yaygın şekilde kullanılmaktadır. Toprak kaynaklı sistemlerle sabit sıcaklık korunarak ürün kalitesi ve verimi artırılır.
Eğitim ve Sağlık Kurumları: Okullar, yurtlar, hastaneler ve sağlık merkezlerinde ısı pompaları hem konforlu iklimlendirme hem de hijyenik sıcak su üretimi sağlar.
Kamu Binaları ve Sosyal Tesisler: Kentsel dönüşüm projeleri, spor salonları ve sosyal tesislerde hibrit çözümlerle birlikte ısı pompaları kullanılarak verimli sistemler oluşturulabilir. Buna en iyi örnek olarak Kamu Binalarında Enerji Verimliliği (KABEV) projelerini gösterebiliriz. Bunun dışında birçok belediye ve kamu yatırımında ısı pompası sistemleri tercih edilmektedir ve çalışan çok sayıda referans vardır.
Dünya Bankası tarafından fonlanarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü (YİGM) tarafından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) desteği ile uygulanmaktadır.
Proje kapsamında Türkiye’de yer alan kamu binalarının (okul, hastane, idari binalar, üniversite kampüsleri) gibi yapılarda enerji tüketimini azaltmayı ve fosil yakıt kullanımını minimize etmeyi amaçlayan çalışmaları kapsamakta ve bu projelerin çoğunda çözüm olarak ısı pompası kullanılmaktadır.
Kırsal Bölgeler ve Enerji Kooperatifleri: Doğalgaz altyapısı olmayan kırsal bölgelerde ısı pompaları güneş enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklarla birlikte hibrit sistemlerde kullanılabilir. Örneğin;
Eskişehir yakınlarındaki bir köyde, kooperatif çatısı altında 10 hane için ortak toprak kaynaklı ısı pompası sistemi kurulmuş, güneş enerjisiyle desteklenmiştir. Bu sistemle yıllık enerji giderleri %70 azalmış, dışa bağımlılık ortadan kaldırılmıştır.
Isı pompaları, ilk yatırım maliyeti farklılık gösterse de doğru projelendirme ve uygulamayla kısa sürede kendini amorti eden, çevreye duyarlı, karbon salımı olmayan ve sessiz çalışan sistemlerdir. Türkiye’nin farklı iklim koşulları ve sektör ihtiyaçları düşünüldüğünde, ısı pompaları enerji dönüşüm sürecinde stratejik öneme sahip bir teknoloji olarak öne çıkmaktadır.
AVRUPA’DA BİRÇOK ÜLKEDE GAZLA ÇALIŞAN ISITMA SİSTEMLERİ YASAKLANIYOR
Avrupa ülkeleri ile Türkiye’deki ısı pompası kullanımı hakkında karşılaştırmalı bir değerlendirme yapar mısınız?
Isı pompası teknolojileri Avrupa’da özellikle son 10 yılda çok ciddi bir ivme kazandı. Bunun temel nedeni “Avrupa Yeşil Mutabakatı” ve “Fit for 55” paketleri çerçevesinde, birçok ülkede gazla çalışan ısıtma sistemlerinin aşamalı olarak yasaklanması. Bu doğrultuda ısı pompaları hem bireysel hem de merkezi sistemlerde öncelikli çözümler haline gelmiş durumda.
Örneğin Almanya, Fransa, Hollanda gibi ülkelerde ısı pompası kurulumlarına doğrudan devlet hibeleri sunuluyor ve bazı ülkelerde bu sistemlerin kurulum maliyetlerinin %40 ila %60’ı teşviklerle karşılanıyor. İsveç’te ise bugün itibarıyla konutların %95’i ısı pompası ile ısıtılıyor. Ayrıca enerji danışmanlığı sistemleri, yerel yönetimlerin yönlendirmeleri ve medya desteğiyle kamu bilinci oldukça yüksek seviyede.
TÜRKİYE’NİN ISI POMPASINDA MÜHENDİSLİK ALTYAPISI VE BİLGİ BİRİKİMİ GÜÇLÜ
Türkiye’ye baktığımızda, ısı pompaları konusunda mühendislik altyapısı ve bilgi birikimi güçlü olmasına rağmen, pazar gelişme aşamasında. Yıllık satışlar artıyor ancak toplam kullanım oranı halen düşük. Bunun birkaç temel nedeni var. İlki, enerji maliyetleri açısından bakıldığında doğalgazın, elektriğe oranla daha çok sübvanse edilmesi ve Türkiye’de doğalgazın fizibilite çalışmalarında çıkan çok uzun geri dönüş sürelerine rağmen küçük köylere taşınması.
Diğer bir neden ise yasal düzenlemelerin Avrupa’ya kıyasla daha esnek ve henüz zorlayıcı olmaması. Örneğin Avrupa’da yeni yapılarda fosil sistemler giderek yasaklanırken, Türkiye’de henüz böyle bir zorunluluk söz konusu değil. BEP-TR (Bina Enerji Performansı) sistemi çerçevesinde ısı pompaları önerilen çözümler arasında yer alsa da zorunlu veya öncelikli sistemler olarak tanımlanmış değiller.
Teşvik mekanizmaları açısından da önemli farklılıklar var. Türkiye’de sanayi uygulamaları için bazı destekler mevcut; ancak bireysel kullanıcıya veya konutlara yönelik doğrudan bir ulusal teşvik sistemi henüz geliştirilmiş değil. Avrupa’da ise bu destekler sistematik, sürekli ve hem bireysel hem kurumsal kullanımı kapsayacak şekilde yapılandırılmış durumda.
AVRUPA GENELİNDE YAKLAŞIK 20 MİLYON ISI POMPASI AKTİF KULLANILIYOR
2023 yılı verilerine göre Avrupa genelinde yaklaşık 20 milyon ısı pompası aktif olarak kullanılmakta olup, bu sayı her yıl %10 oranında artmaktadır. Ayrıca birçok ülkede devlet destekli teşvik programları ve KDV indirimi gibi politikalarla ısı pompası yatırımları teşvik edilmektedir.
Karbonsuzlaşma hedefleri açısından da benzer bir tablo görüyoruz. Avrupa’da binalar artık Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kapsamına alınmaya başlandı, yani bir binanın karbon salımı artık doğrudan bir maliyet kalemi haline geliyor. Türkiye’de ise bu sistem henüz devrede değil, ancak 2026 sonrası için hazırlıklar yapılıyor.
Özetle şunu söyleyebilirim: Avrupa’da ısı pompası kullanımı, yasalarla desteklenen ve teşviklerle hızlandırılan bir dönüşüm hareketinin parçası. Türkiye ise bu yolda ilerliyor, ancak şu an için mevzuat, teşvik ve kamu farkındalığı açısından gelişim süreci devam ediyor. Doğru politikalarla desteklenmesi durumunda ısı pompaları hızla yaygınlaşacaktır.

TEŞVİK MEKANİZMASI GELİŞTİRİLMELİ, FARKINDALIK ARTIRILMALI VE YERLİ ÜRETİM DESTEKLENMELİ
Türkiye’de ısı pompası kullanımını artırmak için hangi adımlar atılabilir?
Türkiye’de ısı pompasının yaygınlaşması için teşvik mekanizmalarının geliştirilmesi, farkındalığın artırılması ve yerli üretimin desteklenmesi gerekmektedir.
Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği gibi düzenlemelerde ısı pompalarının enerji verimli sistem olarak önceliklendirilmesi sağlanmalıdır.
Türkiye’de ısı pompası bileşenlerinin yerli üretimi ve Ar-Ge çalışmaları desteklenerek hem maliyetler düşürülür hem de teknoloji bağımsızlığı sağlanabilir. Bu da sektörün rekabet gücünü artırır.
Isı pompalarının ilk yatırım maliyeti diğer klasik sistemlere göre yüksek olabilmektedir. Bu nedenle düşük faizli kredi, leasing (finansal kiralama), enerji performans sözleşmeleri (EPS) gibi finansman modelleri yaygınlaştırılmalıdır.
Devlet teşvikleri ve vergi indirimleri ile maliyetlerin düşürülmesi sağlanabilir. Isı pompalarının avantajları hakkında eğitim ve bilinçlendirme kampanyaları düzenlenebilir. Yeni binalarda ısı pompalarının kullanımı teşvik edilebilir ve düşük faizli kredilerle finansman desteklenebilir.
Hem kullanıcıların hem de uygulamacıların bilinçlenmesi için mühendisler, teknisyenler ve tasarımcılar için ısı pompası sistemlerine özel eğitimler verilmesi gerekir. Dernek ve sektörel birliklerin bu konudaki çalışmaları önemlidir.
Son kullanıcıların ısı pompası teknolojisi hakkında bilinçlenmesi için medya kampanyaları, teşhir alanları ve örnek projelerin duyurulması büyük önem taşır.